Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin Tarihi KKTC Şehirler Tanıtım Doğal Yaşam
|
İLK ÇAĞLARDA KIBRIS
(ESKİ MISIR, HİTİT, AKA, MİKEN, FİNİKE, ASUR, MISIR, PERS, PTOLEMİ(Mısır) DÖNEMİ)
|
FİNİKELİLER DÖNEMİ
Kıbrısa yerleşen milletlerden biri olan Anadoludan gelen Semitik orijinli Finikeliler, M.Ö.1000 yılının ilk kısmında yoğun olarak yerleştikleri adanın güneydoğu kıyısında yer alan Kition (Citium-Larnaka)da -ki İncilde Kittim olarak geçer- bir koloni kurmuş ve daha sonra adanın tamamına hâkim olmuşlardır. Finikelilerin Kitim dedikleri Kıbrıslı Türkler, Finikelilerin gelişini adada Doğu kültürünün Yunan kültüründen daha eski olduğunu kanıtlamak için kullanırlar. Bu temelde Finike kökenli Kıbrıslıların bugünkü Kıbrıslıların ataları olduğu söylenebilir. Ancak Kıbrıslı Rumlar da Finikeli tüccarların en erken M.Ö. 3000 yılında ziyaret etmelerine rağmen Finike kolonilerinin M.Ö. 800den önce yerleşmediğini belirterek Kıbrıslı Türklerin bu tezini çürütmeye çalışır. Finikelilerin hâkim olduğu dönemde adaya yerleşmiş diğer koloniler de birer şehir krallığına dönüşmüş ve adada 7 şehir krallığı kurulmuştur. Bu krallıklar daha çok Ege ve Akdeniz kökenli kolonilerden oluşmuştur. Bu yüzden Kıbrıslı Rumlar, adanın Helen karakterinin bu dönemde oluştuğu ve adanın bir Helen veya Rum adası olduğu iddialarını buna dayandırırlar ve Yunanistan ile birleşme yani ENOSİS söz konusu olduğunda bunu referans gösterirler.[5] Bu iddialar bir yana adada önemli bir dönem geçirmiş olan Finikeliler Kıbrısı, M.Ö.709da bir başka Anadolu ve Akdeniz çevresinde egemenlik kurmuş uygarlık olan Asurluların gelişine kadar yönetmiştir. Finikeliler adadaki bakırı iyi değerlendirmiş ve onu kalay ile sağlamlaştırarak objeler yapmışlardır.
Mavi mine zemin üzerinde hayvan ve insan figürlü metal içki kabı Kaynak:Vassos Karageorgis, The Ancient Civilization of Cyprus, New York; Cowles Education Corporation, 1969, s.24 |
ASUR DÖNEMİ Asur Kralı II. Sargon, M.Ö. 709da Fenikelileri yenilgiye uğratarak Kıbrısı ele geçirmiş ve M.Ö.609a kadar Kıbrısı yönetmiştir. Asurlular döneminde de var olan Kıbrıs şehir krallıkları Asur Krallarına bağlılık sözü vererek ve haraç ödeyerek varlıklarını sürdürmüşlerdir.[6] İç işlerinde özerk bırakılan şehir krallıklarının sayısı bu sürede aralarında Finikelilerin yönettiği krallık ile Salamis, Amathus, Kition(Larnaka), Kyrenia(Girne), Lapithos (Lapta), Kourion, Marion, Paphos(Baf), Soli ve Tamassos ile 10a çıkmıştır. Bu sayının artmasında Asurluların güç olarak zayıflamasının da etkisi olmuştur. Kıbrıs şehir krallarının işlevi, hem dini hem de siyasi lider olarak genellikle şehrin savunmasında görev yapan kuvvetlere kumanda etmek olmuştur.[7]
MISIR DÖNEMİ Asurlular, M.Ö.7. yüzyıl sonlarına güç kaybettikleri zaman Doğu Akdeniz bölgesinde onların yerini tekrar Mısır almaya başlamıştır. Mısırın Yunan hayranı 26ncı Hanedanı döneminde Mısır Akdenizde yeniden güçlenmiştir. Firavun Apries (M.Ö.588569) güçlü savaş gemisinden oluşan filolarıyla Finike ve Kıbrıslıların ortak donanmasını yenilgiye uğratmıştır. Onun ardından tahta çıkan Firavun Amasis II (M.Ö.570-526), Kıbrısı ele geçirmiş ve Salamisi ve diğer Kıbrıs şehirlerini yöneten Euelthonu Firavunun genel valisi olarak Kıbrısı yönetmesine izin vermiştir. Kıbrıstaki şehir krallıkları da Asur döneminde olduğu gibi Mısır Firavunlarına bağlılık sözü vererek ve haraç ödeyerek içişlerinde özerklik olarak varlıklarını sürdürmüşlerdir. Mısır egemenliği döneminde Kıbrısta Mısır uygarlığı etkili olmuştur. Bu etkileşime ilişkin ilginç örneklerden biri de Kıbrıslı asillerin Mısır kıyafetli ve yılanlı taçlarını giymiş bir şekilde betimleyen heykelleridir. Öte yandan bu döneme ait çömleklerde Mısır etkisi de görülmektedir.[8] Bununla birlikte Mısır egemenliği döneminde Akdeniz ve Kıbrısın ticaret rotası değişmiş ve Kıbrıs madenleri ve keresteleri büyük ölçüde Mısır ve Suriyeye yönlendirilmiştir. Özellikle Kıbrıstan elde edilen kereste Mısırda gemi yapımında kullanılmıştır. Bu ticaret aynı zamanda Kıbrısın şehir krallıklarının da zenginliklerini ve gelişmelerini korumalarını sağlamıştır.[9] Bu dönemde Kıbrıs bir yandan adada yerleşen Akalar ve Mikenlerin Yunanistan bölgesiyle ticari ve kültürel bağlantılarını korumalarından dolayı Helenleşmeye de başlamıştır.
|
PERS DÖNEMİ
Kıbrıstaki Mısır egemenliği, Amasis IInin ölmesi ve M.Ö. 525te Pers Kralı Cambyses (Kombizes) Mısırı ele geçirdiğinde sona ermiştir. Aslında önceden Pers etkisine giren Kıbrıs, Pers Kralı Darius döneminde Kıbrıs onun prensliklerinden biri 5. satraplığı olmuştur.[10] Asur ve Mısır döneminde olduğu gibi Pers egemenliği döneminde Kıbrıslı Krallar Perslere de haraç ödeyerek özerkliklerini sürdürmeye devam etmiş ve ada halkı onların ihtiyaçlarını karşıladığı müddetçe onları serbest bırakmıştır. Perslerin ada üzerindeki gücünü sürdürmelerinde bir diğer etken de Finikeliler olmuş hatta bir kara devleti olan Perslilerin denizdeki dayanağı Finikeliler olmuş ve Persler onların Idaliumdaki bakır merkezine sahip olmalarına ses çıkarmamıştır. Finikeliler Tamassos ve Lapithos gibi şehirlerin kontrolünü ele geçirmiş ancak Salamise sahip olamamıştır. Bu dönemde Amathus, Kition, Kyrenia, Lapithos, Kourion, Marion, Paphos, Soli ve Tamassos gibi küçük şehir krallıklarına göre daha gelişen ve zenginleşen Salamis şehir krallığı ada üzerinde de lider konumuna gelmiştir. Pers döneminde Kıbrıs bütünleşmiş ama aynı zamanda pasifleşmiştir. Ancak Perslerin ağır vergileri Kıbrıslıları bunaltmış ve Kıbrıslı krallar, özellikle Salamis şehir kralları sahip oldukları zenginlikleri daha fazla Perslilerle paylaşmak istemedikleri için Yunanlılar M.Ö. 499da Perslere karşı ayaklandıklarında Salamis şehir kralı gibi Helen kökenli olan Kıbrıs kralları da Perslere karşı ayaklanmıştır. Finikelilerin kontrol ettiği Amathus dışındaki diğer şehir kralları -ki aralarında Finikelilere ait olan Citium da vardır- katıldığı bu isyana Salamis şehir kralı Onesilus önderlik etmiştir. Onesilus, Mısır dönemindeki Firavun Naibi Euelthonun büyük torunudur ve Yunanlılar isyan ettiğinde o da kardeşi Salamis Kralı Gorgusu Perslere karşı ayaklanması için teşvik etmiştir. Ancak Gorgus isyana katılmayı ret ettiğinde şehirden kovulmuş ve yerine geçen Onesilus isyana önderlik etmiş ve M.Ö. 498de isyanda öldürülmüş ve de halk nezdinde bir kahraman olarak kabul edilmiştir.[11] Ardından Kıbrıs bir süre daha Finikelilerin Anadoludan ve Kıbrıstan desteğiyle Pers hâkimiyeti altında kalmış ve Atinalılar birkaç kez denemelerine rağmen Perslileri adadan uzaklaştıramamışlardır.[12] Ancak M.Ö. 411de daha önce adadan Kilikyaya kaçmış olan Teukrid prensi Eugoras, destekçileri ile birlikte adaya dönmüş ve kendisini Salamis kralı olarak ilan etmiştir. Aile kökeninden dolayı Helen olan Eugoras, Helen kültürünün adada yerleşmesi için çalışmış ve Yunanlılarla işbirliği yapmıştır. Eugoras, sanatkârları ve bilgili insanları sarayına getirtmiş, hatta Kıbrısa özgü hece işaret listesinin (Syllabary) yerine Yunan alfabesinin kullanılmasında o aracı olmuş, Yunan tasarımlı para bastırmış ve Yunan ve Kıbrıstaki Helen kültürünün kaynaşmasında etkili olmuştur.[13] Eugoras, Pelaponez (Peloponnesian) Savaşı sırasında Spartaya karşı Atinalılara yardım ettiği için Atinada pazaryerine onun heykeli yapılmıştır. Bu özellikleriyle de Evagoras, Kıbrıslı Rumlar tarafından ataları kabul edilerek büyük bir saygıyla anılır olmuştur. Eugoras hüküm sürdüğü 37 yıl boyunca adadaki Soli, Citium ve Amathus gibi diğer şehir krallıklarını kontrol altına almaya çalışmış ve M.Ö.398de Citium ve diğer Finike şehirlerini ve hatta Tyre(Sur-Lübnan)yi ele geçirmiştir. Eugoras, iyi bir diplomat ve yenilmez düşman olarak görülmüştür. Ancak M.Ö.374de bir suikast ile öldürülmüş yerine daha çocuk olan oğlu Nicocles geçmiştir. Nicocles de babası gibi Helen bağlarını kopartmamış ve Yunanistana bağlı kalmıştır. Eugorasın ardından Kıbrıs Krallarının birliği dağılmasına rağmen, Salamis kralları sadece Doğu Akdenizde değil Perslerin Anadoluda bulunan yerlerine bile saldırarak güç ve şöhret kazandıkça, Persler de bu tehlikeyi savmak için harekete geçmiştir. Ancak Salamis, Citium, Amathus, Paphos, Marium, Soli, Lapithos, Kerynia ve Curium şehir krallarından oluşan Kıbrıslıların Perslere karşı isyanı bastırılmıştır.[14] Kıbrıslıların Perslerin egemenliğinden kurtulmaları ise M.Ö. 333de Büyük İskender Perslileri İssus Savaşında kesin olarak yenilgiye uğrattığı zaman mümkün olabilmiştir. Ardından Tyre kuşatmasında Büyük İskendere yardım etmeleri karşılığında da Kıbrıs krallarına özerklik tanınmıştır.
PTOLEMY (Ptolemy) DÖNEMİ M.Ö. 323de Büyük İskenderin ölümü ile mirasçıları zengin bir ödül olan Kıbrıs üzerine kavga ettikleri zaman Kıbrıs krallarının da kısa süren özerk yönetimleri sona ermiştir. Büyük İskenderin ölümüyle Makedonya İmparatorluğu parçalanmış ve bu miras üzerine büyük kavgalar yaşanmıştır. Büyük İskenderin generallerinden biri ve onun satrapı yani sömürge yöneticisi Ptolemy Soter (kurtarıcı Pitolemaios), Mısırda Pitolemi Hanedanlığını kurmuştur. Ptolemy, M.Ö.321de Kıbrısı da ele geçirmek için Salamis Kralı Nicocreon, Paphos Kralı Nicocles, Soli Kralı Pasicrates ve Amathus Kralı Androcles ile ittifak yaptı. Rakibi Antigonus Cyclops, Ptolemynin Kıbrıstaki gücünü dengelemek için Citium, Laptehos, Marium ve Krenya şehir kralların ile anlaşma yaptı. Ptolemi, M.Ö.312de bir ordu gönderip Antigonusa destek veren şehir krallarını yenilgiye uğrattı ama yapılan savaşlara rağmen M.Ö. 294e kadar Kıbrısı ele geçiremedi. Bu savaşlarda Kıbrıstaki şehir kralları zayıf duruma düştü ve hatta yok oldu ve çok sayıda insan öldü ve Ptolemi Kralları 2,5 yüzyıl Kıbrısa egemen oldu. Bu dönemde ada yarı bağımsızlık statüsüyle Mısıra bağlandı ve Kıbrıs şehir krallıkları kaldırılarak merkezi bir yönetim kabul edildi. Helen olan Ptolemilerin egemen olduğu dönemde Kıbrıs büyük ölçüde Helenleşti. Kültürel ve sportif etkinlikler bu dönemde sürdürüldü ve Kıbrıs karışık bir kültür oluşturdu.
Fildişi levha üzerine Uzun yaşamı simgeleyen palmiye ağacından yapılmış Ankh sembolünü tutan oturmuş Tanrı heykeli (Salamis-M.Ö. Geç 8.Yüzyıl) Kaynak: Vassos Karageorgis, The Ancient Civilization of Cyprus, New York; Cowles Education Corporation, 1969, s.183 |
Ptolemiler döneminde M.Ö.320de Kudüsün alınmasından sonra Kıbrısa Yahudiler de gönderildi ve bu halk bakırcılıkla uğraştı. Aynı zamanda entrikalarla dolu bir yönetim dönemi geçiren Kıbrıs, M.Ö.80 yılından itibaren Ptolemi Lathyrusun yönetiminde Mısıra bağımlı olmaktan tamamen kurtuldu ve M.Ö.58 yılına kadar bağımsız bir krallık olarak var oldu. M.Ö. 58de Romalı komutan Marcus Porcius Cata tarafından ele geçirilerek Roma İmparatorluğuna bağlandı. Kıbrısın ele geçirilmesi Romalıların Mısırı kuşatmasının en son aşaması oldu. M.Ö.47de Julius Caesar (Jül Sezar), Kıbrısı Genç Ptolemi ve Mısır Kraliçesi Arsinoéye has (mülk) olarak verdi. Mark Anthony de Kıbrısı VII. Kleopatraya aşkının hediyesi olarak verdi ve o da buradan gelir elde etti. VII. Cleopatra, Jül Sezardan olan erkek bebeğini kucaklarken betimlendiği paralar bastırdı. VII. Cleopatranın Kıbrısa tam anlamıyla hâkim olması Mark Anthonynin desteğiyle ancak M.Ö.36da ve tekrar M.Ö.34te mümkün olabildi. M.Ö.30da intihar eden VII. Kleopatranın ardından Kıbrıs, Octavian tarafından Romaya devredildi.[15] |
KAYNAKLAR
[1] H.D.Purcell, Cyprus, New York; Frederick A. Praeger, 1969, 2.baskı, s.78.
[2] Purcell, a.g.e., s.79.
[3] Eric Solsten (Derleyen), Cyprus, a Country Study, Washington, D.C.; GPO for the Library of Congress, 1993, s.5.
[4] Purcell, a.g.e., s.8183.
[5] Cyprus, a Country Study, s.6-8.
[6] Osmanlı İdaresinde Kıbrıs (Nüfusu, Arazi Dağılımı ve Türk Vakıflar), Ankara; Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü, 2000, s.9.
[7] Cyprus, a Country Study, s.8.
[8] Purcell, a.g.e., s.87.
[9] Cyprus, a Country Study, s.8; Osmanlı İdaresinde Kıbrıs, s.7.
[10] Osmanlı İdaresinde Kıbrıs, s.9.
[11] Purcell, a.g.e., s.88.
[12] Purcell, a.g.e., s.89.
[13] Purcell, a.g.e., s.90.
[14] Purcell, a.g.e., s.90.
[15] Purcell, a.g.e., s.92100.