KKTC TANITIM ANA SAYFA

Kıbrıs Adası

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin Tarihi

Tarih Öncesi Kıbrıs Adası

İlk Çağlarda Kıbrıs

Roma Dönemi

Haçlılar Dönemi (I.Richard) 

Lüzinyan Dönemi

Venedik

Osmanlı Türk Dönemi

İngiliz Dönemi

Kıbrıs Cumhuriyeti

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti

KKTC Şehirler Tanıtım

Lefkoşa

Gazi Mağusa

Girne

Güzelyurt

İskele-Karpaz

Lefke

Kültür

Doğal Yaşam

Flora

Fauna

KKTC'de Lüzumlu Telefonlar

ODTÜ KKK ANASAYFA

 

 

BİZANS DÖNEMİ

 

Bizans İmparatorluğu’nun payına düşen Kıbrıs 800 yıl boyunca Bizanslılar tarafından Fenike, Filistin, Suriye ve Kilikya’ya bağlı bir il olarak yönetildi.[1] Bizans döneminde Kıbrıs, Haçlıların gelişine kadar sakin bir dönem geçirdi. Bizans yönetimi sosyal yapıyı yasalarla kendi anlayışlarına göre düzenlemişti. İmparator Constantine tarafından çıkarılan bir yasaya göre halk serf (toprak kölesi) yapılmış ve doğdukları toprağı terk etmeleri yasaklanmış ve başka bir yasa ile de toprağı terk eden kaçakların zincirlerle ve cezalandırılarak geri getirilmesini emredilmişti. Merkezi bir yönetim kurularak hükümet görevlileri doğrudan İmparatora bağlanmıştı. Halka böyle bir uygulama yapılırken zengin toprak sahipleri ve tüccarlar ile ilgili bir düzenleme yapılmayarak eski dönemlerden kalan ayrıcalıkları korunmuştu. Kilise ve ruhbanlar ile ilgili olarak bu dönemde önemli gelişmeler yaşanmış, Kilise ve devlet arasındaki bağ gelişmiştir. Bizans döneminde Havari Paul, Aziz Barnabas ve Aziz Mark’ın ilk misyonerlikleri sayesinde Kıbrıs’ta yayılan Hıristiyanlık, adadaki yaşamı her yönüyle etkilemiş ve aynı zamanda Ortodoks Kilisesi kurulmuş ve önemli Hıristiyan kiliselerinden biri olmuştu. Bu kilise Kıbrıs’ta güçlü bir konuma gelmiş hatta halktan biri, devlet görevlileri ve zengin insanlar tarafından güç kullanarak haksızlığa uğratıldığında devreye girerek halkın çıkarlarını savunan bir güç olmuştu.[2] Kıbrıs Kilisesi 4. yüzyılda Antakya Patrikhanesi’nden bağımsız olmak için mücadele etmiş ve önce İznik(Nicaea)’deki İlk Ekümen Konsül’ünde sonra 343’de Sardica(Sofya)’da toplanan İkinci Ekümen Konsül’de, 431’de Efes’de toplanan Üçüncü Ekümen Konsül’lerine gittikçe artan sayıda piskoposla katılıp temsil edilmişlerdir.[3]

St.Barnabas Manastırı. Burası aynı zaman İkon ve Arkeoloji Müzesi olarak kullanılmaktadır.

 

 Bu dönemde Kıbrıs Kilisesi’nin en önemli mücadelesi Antakya Patrikhanesi’nin zorlamayla kendine bağlamasına direnmek ve özerk bir kilise olmak için uğraşmak olmuştur. Sonuçta İmparator Zeno’nun müdahalesiyle Kıbrıs Kilisesi müstakil (autocephalous) olmuş ve kendi piskopos ve başpiskoposunu seçebileceği ve Antakya, Kudüs, İskenderiye ve İstanbul kiliseleri ile eşit olduğu kabul edilmiştir.[4]Adada Hıristiyanlığın yayılması ve Kilisenin güç kazanması adadaki yapılara yeni yapılar kazandırmıştır. Örneğin 5. ve 6.yüzyıllarda refah artışıyla birlikte birkaç kent ve kasabada önemli katedraller inşa edilmiş, Salamis şehrinin adı Constantia olarak değiştirilerek tekrar başkent yapılarak eski ihtişamına kavuşturulmuştur.[5]

Larnaka(Güney Kıbrıs)'da bulunan Hala Sultan Türbesi

Bizans döneminde Kıbrıs adası, Arap Müslüman devletlerinin de ilgisini çekmiş ve 632–964 yılları arasında Kıbrıs dört defa kuşatılmıştır. Halife Hz. Osman döneminde Şam Valisi Muaviye bin Ebu-Sufyan -ki sonra Emevi Hanedanı’nı kurmuş ve Müslümanların 5.Halifesi olmuştur- 647–649 düzenlediği akınlarının ardından arasında 1700 gemiden oluşan filosuyla 649’da Kıbrıs’ı ele geçirmiş ve bir antlaşmayla Müslümanların egemenliğini kabul ettirmiştir. Bu antlaşmaya göre Kıbrıslılar Bizans İmparatorluğuna verdikleri 7200 altını Müslümanlar vermeyi, Bizanslılar ile yapılacak savaşta onlara yardım etmemeyi kabul etmiş ve Müslümanların adayı üs olarak kullanmasını kabul etmişlerdir. Ancak, Kıbrıslılar Bizans’a yardım edince 653 yılında Müslümanlar tekrar adaya sefer düzenlemiş ve antlaşmayı tekrar yürürlüğe koydurmuştur. Bu sefer sonrasında adada bir miktar asker bırakılmışsa da Halife Yezid döneminde bu asker geri çağrılmıştır. 688’de Halife Abdülmelik bin Mervan ile İmparator II. Justinianus anlaşma yapmış ve Kıbrıs’tan alınan vergi iki devlet arasında paylaşılmıştır. Ancak verginin paylaşılmasında sorunlar yaşanınca Bizans ve Arap Müslümanlar arasında savaş olmuştur. Daha sonra Arap Emevi devleti kurulduktan sonra Kıbrıs’ın vergi ödemesi karşılığında özerkliği verilmiş ve bu durum Arap Abbasiler döneminde de devam etmiştir. Kıbrıs’ta 300 yıl süren Müslüman egemenliği döneminde Kıbrıs’ta üretim ve ticaret artmış ve Akdeniz bölgesindeki ticaretteki önemi korunmuştur. Araplar’ın yanında korsanlar da adaya saldırmış ve birçok Kıbrıslı öldürülürken, malları yağmalanmış ve Bizans döneminde inşa edilen kiliseler yıkılmıştır. Bizans İmparatorluğu ancak 965’de General Nicephorous Phocas (sonra İmparator II. Nikeforos Fokas) büyük bir kuvvetle Araplar’a saldırıp onları Girit ve Kilikya’dan uzaklaştırdığı zaman Kıbrıs yeniden Bizans’ın egemenliği altına girmiştir.[6]

Bizans İmparatorluğu’nun siyasi ve askeri olarak zayıflaması toprak kaybına yol açmış ve bu Kıbrıs’ı da etkilemiştir. 12.yüzyılda Bizans İmparatoru Manuel Comnenos’un yeğeni Tarsus Valisi Isaac Comnenos Ermenilerle yaptığı savaşta esir düşünce onun serbest bırakılması için istenilen fidyenin, Comnenos’un ardından tahta çıkan I.Andronikos döneminde Kıbrıs gelirlerinden ödenmesi kararlaştırılmıştır. Fidye parasının bir kısmı ödenerek serbest kalan Tarsus Valisi Isaac Comnenos,  paranın kalan kısmının toplanması için Kıbrıs halkını görevlendirmiş, üstelik Kıbrıs halkını Bizans İmparatoru tarafından adaya vali tayin edildiğini sahte belgelerle inandırmış ve daha sonra da Constantine’de Kıbrıs’ın bağımsızlığını ve kendisini İmparatoru olarak ilan etmiştir.[7] İstanbul’daki Bizans yöneticileri bu zorbalığa müdahale edemeyince Kıbrıs halkı Comnenos baskıcı yönetimi ve istediği ağır vergileri altında zor bir dönem geçirmiştir. Daha sonra bir Bizans imparatorluk filosu Kıbrıs’a gönderilmiş ama Comnenos, Sicilyalı korsanlarla birlikte bu filoyu yenilgiye uğratmış ve adanın kontrolünü elinde bulundurmaya devam etmiştir. Adada 7 yıl süren tiran ve cani olarak ünlenen Comnenos’un yönetimine, Üçüncü Haçlı Savaşı’na liderlik eden İngiliz Kralı I.Richard (Aslan Yürekli) son vermiştir.[8]

 

KAYNAKLAR


[1] Osmanlı İdaresinde Kıbrıs (Nüfusu, Arazi Dağılımı ve Türk Vakıflar), Ankara; Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü, 2000, s.9.

[2] Eric Solsten (Derleyen), Cyprus, a Country Study, Washington, D.C.; GPO for the Library of Congress, 1993, s.12;   Osmanlı İdaresinde Kıbrıs, s.9.

[3] Cyprus, a Country Study, s.10.

[4] A.g.e, s.11.

[5] A.g.e, s.12.

[6] Osmanlı İdaresinde Kıbrıs, s10.

[7] A.g.e., s.10.

[8] Osmanlı İdaresinde Kıbrıs, s.10–11.