Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin Tarihi KKTC Şehirler Tanıtım Doğal Yaşam
|
GAZİ MAĞUSA: Kuzey Kıbrıs'ın muhteşem güzelliklerine ve tarihi eserlerine ev sahipliği yapan Gazi Mağusa'daki tarihi surlar içinde Lala Paşa Camisi, Sinan Paşa Camisi ve Liman aynı karede. |
Gazi Mağusa, muhteşem tarihi eserlerin yer aldığı bir şehirdir. Aslında küçük bir ticari liman kenti ve balıkçı kasabası iken zaman içerisinde orada yerleşen uygarlıkların bıraktığı eserler ve yapılarla gelişmiştir. Gazi Mağusanın, ilk önce Salamis harabelerinin bulunduğu kıyıdaki lagün çevresinde Mısır Ptolemy Kralı Philadelphus II (MÖ 285247) kurulduğu düşünülmektedir. Gazi Mağusanın bugün bulunduğu yer, Salamis şehrinin 648de Arap istilası ile yağmalanmasından sonra onun yerine inşa edilen ve kralın eşinin isminin verildiği antik Arsenoe şehrinin bulunduğu yerdir. O dönemde ismi kumlar arasında saklanan anlamına gelen Ammakhostos adını almış ve istilacıların dikkatinden uzak kalması umut edilmiştir. Şehir konumu itibariyle Doğu-Batı ticaret yolu üzerinde 13.yüzyılda Lüzinyanlar döneminde en stratejik ticari merkez olmuş ve bu özelliğini tarih boyunca da korumuştur. Gazi Mağusa, 1291deki Haçlı seferleri sonrasında gelişmiş ve bu tarihten sonra Gazi Mağusa Kudüse giden hacıların durak noktası olmuş ve siyasi güç ve maddi zenginlik elde etmiştir. Şehir surlarla eski ve yeni Gazi Mağusa olarak yapılanmıştır. 1571de de Osmanlılar şehri ele geçirmiş ve şehir liman şehir özelliğini kaybetmiştir. Gazi Mağusaya ait en önemli tarihi eserler, örneğin Lala Mustafa Paşa Camii(St. Nicholas Katedrali), Cambolatın mezarı ve Müzesi ve birçok kilise kalıntıları surların çevirdiği bölgede bulunmaktadır. |
İngiliz koloni yönetimi döneminde şehrin birçok tarihi mimari mirasını oluşturan yapıların taşları, Süveyş Kanalının inşasında kullanılmak üzere alındığı zaman kaybolmuştur. Akdenizin en önemli ticaret şehri olmasıyla beraber dünyaca ünlü altın kumsalları ve tarihi eserleri ile görkemini tüm misafirlere yaşatan bir şehirdir. 1974 sonrasında Gazi unvanı ile şereflendirilen şehir Othello Kalesi, St. Nicholas Katedrali, Francis Kilisesi, Namık Kemal Zindanı ve Müzesi, Kertikli Hamam, Mağusa surları, St. Barnabas Manastırını barındırır. Ayrıca modern Mağusanın 6 km kuzeyinde ünlü Salamis Kentinin harabeleri bulunur. Gazi Mağusaya ulaşım karayolu ile sağlanmakta olup Gazi Mağusa-Lefkoşa arası 61 kmdir. |
Gazi Mağusada Görülmesi Gereken Önemli Yerler:
Cambolat Bey Müzesi ve Mezarı: Osmanlıların Gazi Mağusayı ele geçirdiği sırada şehit düşen Cambolat Bey'in mezarı, Gazi Mağusa kalesinin güneydoğusunda yer alır. Mezarının bulunduğu müzede aynı zamanda o bölgede bulunmuş tarihi eserler de sergilenmektedir.
Lala Mustafa Paşa Camii (St. Nicholas Katedrali): Camii aslında Lüzinyanlar döneminde 12861312 yılları arasında inşa edilen ve adını adandığı Aziz Nicholasdan alan St. Nicholas Katedralidir. Katedral gotik stilde yapılmış ve mimari açıdan sadece Kıbrıs Adasının değil Orta Doğu bölgesinin en önemli anıtlarından biri olarak görülmektedir. Bu katedral Lüzinyanlar döneminde Kıbrıs ve Kudüs krallarının seçkin seremonilerle taç giydirildiği yer olmuştur. Osmanlılar Gazi Mağusayı ele geçirdikten sonra da bu katedral orijinal şekli bozulmadan sade bir minare eklenerek camiye dönüştürülmüş ve 1571de Gazi Mağusayı alan Osmanlı komutan Lala Mustafa Paşanın adı verilmiştir. St. Nicholas Katedrali ya da bugünkü ismiyle Lala Mustafa Paşa Camisi şehrin merkezinde Namık Kemal Meydanında yer almaktadır. |
Namık Kemal Müzesi: Venedik Sarayının bahçesinde yer alan eski bir zindan olan müze, 1873de ünlü Türk şairi -ki aynı zamanda vatan şairi lakabıyla da anılır-, gazeteci, oyun yazarı, bürokrat ve Genç Osmanlıların lideri Namık Kemal burada hapsedildiği onun adıyla anılmıştır. Namık Kemalin adıyla anılan bu zindanın tek kapısı sarayın bahçesine açılır ve bugün müzede Namık Kemalin oradaki günlerini betimleyen bir düzenleme ve eşyalar sergilenmektedir. Namık Kemalin Gazi Mağusaya sürgüne gönderilmesine yol açan gelişme ise onun 1 Nisan 1873de İstanbulda sahneye koyduğu Vatan yahut Silistre oyunun halk arasında büyük beğeni toplaması ve halkın Namık Kemale gösterdiği ilgi olmuştur. Halkın ilgisini Osmanlı Sultanı Abdülaziz bir kışkırtma olarak yorumladığı için Namık Kemali Gazi Mağusaya sürgüne göndermiş ve bugün müze olarak kullanılan zindanda hapsetmiştir. Osmanlı Devletine bürokrat olarak da Namık Kemal Anıtı hizmet vermiş olan Namık Kemal, Osmanlı İmparatorluğunda yayınlanan ikinci özel Türkçe gazete olan Tasvir-i Efkârda baş editörlük yapmış ve hatta gazetenin sahibi İbrahim Şinasi 1865de yurtdışına kaçtığında gazeteyi o yönetmiştir. 1860 ve 1870lerde İstanbulda çıkartılan birçok Türkçe gazeteye yazılarıyla katkıda bulunmuştur. Yurtdışına kaçtığı 18671871 yılları arasında da Londra ve Pariste Genç Osmanlıların yayın organı olan Hürriyet Gazetesinin yayınlanmasını sağlamıştır. |
Namık Kemal'in kaldığı zindan ve altta Namık Kemal'i Mağusa'da görev yaptığı dönemi betimleyen manken
|
Othello Kulesi: Kule, 14.yüzyılda Gazi Mağusa Limanını korumak amacıyla Lüzinyanlar tarafından yapılmış ve Venedikli Nicola Foscari tarafından restore edilmiş ve güçlendirilmiştir. Kulenin girişinin üstünde Aziz Mark(St. Mark)ın Aslanı, Nicola Foscari ve 1492 tarihini gösteren kabartmalar vardır. Kule ismini Shakespearein ünlü eseri Othellodan almış ama aynı zamanda bu esere de ilham olmuş ve dünya çapında ün kazanmıştır. Shakespearein Othelloda anlattığı trajedi de 15061508 yıllarında Kıbrıs Bölgesi Valisi olan Christopher Moronun eşi Desdemona'yı kıskandığı için bu kulede öldürtmesinden yola çıkılarak yazılmıştır.
Salamis Harabeleri: Gazi Mağusa şehrinin 8 km kuzeyinde yer alan antik Salamis şehri Bronz Çağı sonlarına doğru Anadolu ve Yunanistandan Kıbrıs Adasına göç edenler tarafından kurulmuştur. Asurluların Kıbrıs Adasını ele geçirdiği dönemde de önemli bir merkez olan Salamis, MÖ 560da Asurluların ardından başında Kral Evaltonun bulunduğu krallık tarafından yönetilmeye başlanmış ve uzun yıllar Kıbrısın başkenti olarak kullanılmıştır. Salamis şehrinin kuruluşuna dair mitolojide de farklı bilgiler mevcuttur. Yunan mitolojisine göre Salamis Truva Savaşından geri dönen Truva kahramanı Teucer tarafından kurulmuştur. Atina kıyılarının uzağında yer alan Salamis adasının kralı Salamisin oğlu olan Teucer, kardeşi Ajaxı intiharını önleyemediği için ülkesi tarafından sürgüne gönderilmiştir. O da Truva Savaşının ardından bir grup esir ile Kıbrısa gelmiş ve kendi krallığını kurduğu Salamisi inşa etmiştir. Şehir mimarisi ve zenginliği ile Akdeniz bölgesinin en ilgi çekici ama aynı zamanda en çok saldırıya uğrayan şehri olmuştur. MÖ 77 ve MÖ 76 yıllarında depremlerle ağır zarar gören Salamis, İmparator Constantine tarafında 5. yüzyılda tekrar inşa edilmiş ve tekrar Kıbrısın başkenti olarak kabul edilmiştir. Eski Salamis, orada yaşayan Yahudiler sayesinde Roma İmparatorluğunun Levant bölgesindeki ticaret merkezi olmuştur. Roma Döneminde Baf (Paphos) başkent olarak Salamisin yerini alsa da Salamis ihtişamını korumuş ve bir kültür, eğitim ve ticaret merkezi olarak kalmıştır. M.Ö. 15de meydana gelen bir deprem Salamisi yerle bir etmiş, ancak İmparator Augustus şehre özel bir önem vererek onu zamanın büyük Roma modasına göre yeniden inşa ettirmiştir.[2] M.Ö. 4. yüzyılda meydan gelen şiddetli bir deprem Salamisi çok kötü etkilemiş ve şehir yeniden canlandırılmak istense de bir daha eski ihtişamına asla ulaşamamıştır. Ancak MS 115 yılında adada yaşayan Yahudilerin ayaklanması, hem şehrin nüfusu neredeyse önemli ölçüde azaltan katliam hem de Yahudilerin Kıbrıstan tamamen sürülmesi ile sonuçlanmıştır. Arap istilası ve 8.yüzyılda meydana gelen birçok deprem sonrasında Salamis şehri tamamen terkedilmiştir. Salamisin limanı Ortaçağda çamur ve kum ile dolunca şehir onu sonunda gömen kıyı kumlarından dolayı terk edildi. Ancak, şehrin sahip olduğu ihtişam kumların altına gömülse de 20.yüzyılda yapılan arkeolojik kazılar, Bronz Çağından şehrin terk edildiği döneme kadar Salamisin her dönem sahip olduğu ihtişamı gösteren yapıları ortaya çıkarmıştır.[3] Şehir, istilalar ve akınlarla harabeye dönmüş olsa da bu harabeler Salamis şehrinin geçmişte yaşadığı ihtişamı hala yansıtmaktadır. Salamis Harabelerinde Forum, Roma Jimnastik Salonu (Gymnasium), Roma Tiyatrosu, Agora (Pazaryeri), Zeus Tapınağı ve Salamis krallarının mezarı bulunmaktadır. |
Salamis Şehri'nin havadan çekilmiş bir fotoğrafı
Salamis'te bulunan zemin mozaiklerinden bir örnek |
Sinan Paşa Camii (St. Peter ve Paul Kilisesi-İkiz Kiliseler): Sinan Paşa Camii aslında 1358 yılında zengin bir tüccar tarafından St. Peter ve St. Paulun anısına yaptırılmıştır. Osmanlıların Gazi Mağusayı almasından sonra 1571 yılında Camiye dönüştürülmüştür. Caminin avlusunda 1730 yılında Fransa büyükelçiliği yapmış ve 1730da Gazi Mağusada vefat etmiş ünlü Osmanlı diplomatı Çelebi Mehmet Efendi'nin mezarı bulunmaktadır. |
St.
Barnabas (Aziz Barnabas) Manastırı:
Kıbrıs Adasında Hıristiyanlığın yayılmasını sağlayan azizlerden biri olan
Kıbrıslı St. Barnabas adına yapılan bu manastır, bugün içerisinde yer alan
muhteşem ikonlarla müze olarak hizmet vermektedir. Manastırın burada
yapılmasının sebebi, Aziz Barnabasın mezarının burada olmasıdır. Kaynaklarda
anlatıldığına göre St. Barnabas, Salamiste kendi hemşerileri tarafından
öldürülür ve cesedi kentin batısında bulunan bir yeraltı mağarasına saklanır.
432 yılında Piskopos Anthemios, rüyasında mezarın yerini gördüğünü söyleyip
orayı kazdırınca mezar gün ışığına çıkarılır. Bunu duyan Bizans İmparatoru
Zenon, Kıbrıs Kilisesine otonomluk verip, mezarın bulunduğu yere de bir
manastır yapılmasını ister ve 477 yılında manastır inşa edilir.
|
St.Barnabas Manastırı'nın iç kısmı ve sergilenen ikonlar |