İleri Paint Teknikleri (31.12.2008)

Büyük kızım Elif resim çizmeye çok meraklı. Boyamaktan, kesip biçmekten, yapıştırmaktan, genel olarak tüm el işlerinden keyif alıyor. Biz onunla çok küçüklüğünden beri bilgisayarda resimler yapıyoruz. Elif klavye ve fare kullanmayı, beraber Paint ile yaptığımız resimlerle öğrendi. İlk başlarda ben çiziyordum o seyrediyordu, daha sonra ben çizerken o da boyanacak kısımlarını boyamaya başladı. Bir yerden sonra da herşeyini kendi yapar oldu. Kayıtlara göre ilk resmimiz aşağıda solda olanmış. Bu resmi 7 Şubat 2005'te çizmişiz, yani Elif 2.5 yaşına geliyormuş. Görünüşe göre ilk Shrek filmi o vakitler çıkmış :-) O zamanlar neredeyse hergün hem bilgisayarda hem de kağıt kalemle Shrek çizer dururduk. Resimdeki sarı kedinin de bizim için yeri ayrıdır. O kedi bir kitabımızda vardı ve Elif çok severdi. O kedi resminden Elif'e bugüne kadar birkaç yüz tane çizmişimdir herhalde. Nemo filmi çıktığında biz de resimlerimizde deniz altını çizer olduk. İşte onlardan bir tanesi sağdaki. Büyük ihtimalle ben çizdim Elif de içlerini boyadı ve süslerini yaptı.

 

Aşağıdaki ilk resim Elif'in katkısının çok olduğu resimlerden bir tanesi. Dağ köyümüzün şirinliğine dikkatinizi çekmek isterim :-) Bir tane de uzay resmi. Bu da bir zamanlar çok modaydı.

 

Elif bu çizimler sayesinde hemen hemen her programda standart olan menü düzenini, dosya açıp kaydetmeyi, kopyala-yapıştır kavramını, kısayol tuşlarını öğrendi. Küçük çocuğu olanlara tavsiye ederim, çok zevkli. Bunlara benzer tam 100 resim kaydetmişiz bugüne kadar. Bazılarını önümüzdeki günlerde Galeri sayfasına koymayı planlıyorum.

Böbürlenme DVD, Senden Büyük Blu-ray Var (29.12.2008)

1998 senesinde ilim bilim sevdasına eşimle beraber Texas'a gittiğimizde baktık ki kocaman kocaman kaset kiralama mağazaları var. Amerikalıların en büyük keyiflerinden birinin tatillerde patlamış mısır ve cips eşliğinde film seyretmek olduğunu anlamamız uzun sürmedi. Gurbet ellere gitmeden önce bir ara Türkiye'de de kaset kiralama furyası olmuştu, ama ben öğrencilik oynarken kaçırmıştım onu, Amerika'da yakaladım neyse ki. Biz de evimize bir video kaset oynatıcı aldık ve çarşı pazar alışverişlerinin arkasından ara sıra kasetçiye de uğrar olduk. İlk başlarda tüm raflar tamamı ile kasetlerle doluydu, DVD nedir bilmezdi kimse. Ama Amerika'da kaldığımız süre içinde oldukça hızlı bir değişime şahitlik ettik. Önceleri raflarda tek tük DVD'ler boy göstermeye başladı. Zamanla DVD rafları arttı ve kaset rafları azaldı, kapıdan girişte bizi kasetler yerine yeni çıkan DVD'ler karşılar oldu. 2003 yazında ülkemize dönüş yaparken "Biz göremedik, ama bir süre sonra kaset rafları tamamıyla bitecek ve hepsi DVD olacak, yani ilk geldiğimizde bulduğumuz halin tam tersine dönecek" diye konuşuyorduk.

Birkaç gün önce okuduğum bu haber video kasetin bitiş öyküsünde sona nasıl geldiğimizi anlatıyor ve günümüzde tek kalan VHS üreticisinin üretimini bitirdiğinden bahsediyor. Ama bir de uyarı yapıyor, "3-4 sene içinde DVD de demode olacak ve herşey Blu-ray olacak."

İşimi Seviyorum 2 (21.11.2008)

Bir önceki yazıda bahsettiğim telefon geldikten hemen sonra bir öğrenciden eposta aldım. İstek gene aynı idi, bir konuda gelip konuşmak. Kerim Kara bu sabah yanıma geldi. Kendisi elektrik elektronik mühendisi. Şu anda ODTÜ Biyomedikal Mühendisliği yüksek lisans programında okuyor ve Hacettepe Üniversitesi Girişimsel Radyoloji laboratuvarında çalışıyor. Çalıştığı proje bilgisayarlı tomografi bazlı tıbbi görüntüleme yapan cihazların beyin damarlarındaki kan akışı ile ilgili sunduğu verilerin işlenmesi ve yeteneklerinin geliştirilmesi üzerine. Beni geçen dönem Ergin Tönük Bey'in daveti üzerine Biyomedikal Mühendisliği programında okuyan öğrencilere verdiğim bir sunumdan tanıyor. Biyolojik akışlarla ilgili temel eksiklerini nasıl giderebileceği ve genel olarak çalıştığı projedeki akışkanlar mekaniği bilgisi gereksinimleriyle ilgili olarak sohbet ettik. Sayesinde Hacettepe Üniversitesi'nde çalışan Dr. Saruhan Çekirge'nin başarılarından haberdar oldum. Geçen dönemlerde ara ara aklıma gelen, okulumuzdaki "Biyolojik Akışlar" konulu yüksek lisans dersi eksikliğini tekrar hatırladım. Bu ders teklifini hazırlamak için vakit ayırmam gerekiyor.

İşimi Seviyorum (19.11.2008)

Rutin olan sınav yapmak, not vermek, proje raporlamak, bilirkişilik gibi sıkıcı işlerden her ne kadar yakınsam da dünyada eşi benzeri olmayan bir işte çalıştığım için son derece mutluyum. Yarım saat kadar önce bir telefon geldi, "Yanınıza gelip sizinle konuşmak istiyorum." dedi birisi. İsim bile vermedi, ne konuda konuşacak bilmiyorum, ama gene bu enteresan işin bir özelliği olsa gerek, birşey sormadan buyur gel dedim. Burak Yiğit Kaya bizim bölümde lisans eğitimine devam eden bir öğrencimiz. Bilgisayarlara ve paralel programlamaya meraklı olduğundan, aklında bir fikri olduğundan ve benim bu konulara ilgili olduğumu duyduğundan bahsetti. Meraklı öğrenci bizim başımızın tacı, dinledim. Günümüzdeki iki önemli ekran kartı üreticisinden biri olan NVIDIA'nın yeni teknolojisi CUDA'dan ve ekran kartlarındaki hergün çılgınca artan GPU perfomanslarını grafik işleme işleri dışında işler için kullanmaktan bahsetti. Konu ile ilgili haberler okumuştum, ama detaylarını bilmiyordum. 10 dakika kadar konuştuk ve ikimiz de heyecanlandık, yapabileceklerimiz olduğunu farkettik. Öğrenci ayrıldıktan hemen 5-10 dakika sonra ilk epostayı gönderdi, CUDA'nın bilimsel hesaplamalar için kullanılabilirliği ve MATLAB ile birlikte çalışabilmesi ile ilgiliydi. Toplamda geçen yarım saat içinde ikimiz de internette kaynaklar araştırdık, birbirimize üçer posta yolladık. Herbir posta daha önce bilmediğimiz şeyler içeriyor. Başka hangi meslek pat diye gelen bir telefondan sonra bütün işi gücü bıraktırıp yepyeni bir konu ile ilgili bilgilenmek için var gücünle çalışmaya kapı açar ki? Yarım saat içinde CUDA'nın çok yeni bir teknoloji olmasına rağmen türbülanslı akış simülasyonlarında denendiğini ve onlarca kat hızlanma sağlayabildiğini öğrendim ve ağzım açık kaldı. İşimi seviyor ve Google'a geri dönüyorum.

MATLAB for Rapid Scientific Code Development (05.11.2008)

Nowadays I am interested in developing a flow solver based on the Least Squares Finite Element Method. For several years and for several reasons I develop such number crunching software in C++. However, this time I started with an old MATLAB code that I use as a teaching aid in my finite element courses. MATLAB turned out to be a great tool in rapidly trying new techniques and ideas on this old piece of code. MATLAB really is an all-in-one software. Excellent built-in matrix based library, nice code editor, debugger, easy to use profiler, plotting capabilities are all in your service. After resolving the last couple of issues I'll be ready to switch back to C++, mainly for efficiency purposes. But I really love this idea of starting with MATLAB. It definitely increased the efficiency of the development process.

Free File Comparison Software (05.11.2008)

While coding in different languages, from time to time I need a tool to compare two or more files and list the differences between them. There are several software available just for doing file comparison. Some popular ones are UltraCompare, Compare It, WinMerge and KDiff3. The last two are open source and free and right now KDiff3 seems to be doing just what I need.

FLOPS for Finance (24.09.2008)

The latest Top 500 Supercomputer list was announced three months ago. For the first time a computer managed to show a peak performance of more than 1 petaflop/s (one quadrillion floating point operations per second). The list itself is quite interesting, but to really be able to see the big picture I suggest you to visit the statistics part of the web site. For example

- IBM produced 209 of the fastest 500 computers, HP follows with 183.
- 257 of these computers, including top 5, are located in USA, and UK is the second with 53 computers.
- 28 different countries managed to be on the list. Is Turkey one of them? Of course not.
- 427 of these incredible machines are powered by Linux, only 5 run Windows and just 2 preferres MacOS.

But among all these interesting statistics, the one for the "application area" is the most stunning one for me. The top use of these computers is finance. 76 of them are just wasted to predict stupid monetary issues. Unbelievable ! Another reason for me to hate finance. The irony here is that, this top 500 list is constructed mainly using LINPACK benchmark runs. Something is definitely not right here.

Microchannel Cooling (17.09.2008)

The results of our research on microchannel cooling for military applications will be presented at the following two conferences.

- Heat Transfer and Fluid Flow in Microscale III, September 21-26, Whistler, BC, Canada
- II. Ulusal Havacılık ve Uzay Konferansı, October 15-17, İstanbul, Turkey

This research is still in progress. I am collaborating with Dr. Haluk Aksel (METU), Mr. Uğur Etiz (Aselsan Inc.) and Mr. Emrah Alpsan (Aselsan). We are examining alternative cooling technologies for military radar applications and currently the focus is on microchannel cooling. The following figures show inside of one of the heat spreaders with multiple microchannels used during the experiments and the temperature distribution calculated through numerical simulations.


Okulun İlk Günü - 2008 (11.09.2008)

Vaktiyle bir web sayfasında görmüştüm. Adamın birinin yaşları birbirine yakın üç çocuğu var. Her sene okulun ilk günü bunların beraber fotoğraflarını çekiyor. Seneler geçip fotoğraflar biriktikçe çocukların nasıl büyüdüklerini görmek çok hoş oluyor. O sayfayı gördüğümde ben de zamanı gelince böyle bir albüm yaparım demiştim kendi kendime... Zamanı geldi. Pazartesi günü Elif'le (6) Zeynep (4) ilk defa beraber okul yolunu tuttular. Elif ilkokul 1. sınıfa Zeynep de kreşe başladı. Elif daha önce kreşe ve anaokuluna gitmişti, ama onlar ilkokulun yanında hikaye imiş. İlkokulun ciddiyeti bambaşka. Elif ne der bilmiyorum, ama en azından ben öyle hissediyorum. Defterleri, kitapları kaplaması bir hafta sürdü :-) Zeynep'in işi ablasınınkine göre daha kolay oluyor. Zaten ablasını gördükçe epey bir zamandır ben ne zaman okula gideceğim diye sorup duruyordu. İşte vakti geldi dedik, o da tamam dedi. İkinci çocuklarda hem anne-baba hem de çocuk daha rahat oluyor. İnşallah vatana millete hayırlı evlatlar olarak yetişebilirler.

History of Numerical Analysis (21.08.2008)

I don't know how, but today I found myself reading about the history of numerical analysis on the SIAM web site. They posted more than 30 interviews that they conducted with scientists working on numerical analysis. I started reading the interview with David Gottlieb. He is currently at Brown University and I know him through his studies about spectral methods and fluid mechanics. While I was reading the interview the following part got my attention;

GOTTLIEB: When I came to MIT in 1972, after my Ph.D., that was when they were against numerical analysis. They did not believe that a computer is something that you can use in order to advance science.
DAVIS: Well, you probably heard that The Institute for Advanced Study was against von Neumann when he wanted to do weather prediction. Bringing a computer there was considered an impurity.

Gottlieb was talking about the Math Department of MIT in 1972, which is 21 years after the installation of UNIVAC I and 18 years after the creation of FORTRAN (See Timeline of Computer History). Quite interesting, isn't it? By the way, the interviews are great reads for anyone interested in numerical analysis.

Doğu Karadeniz Yaylaları (18.08.2008)

Geçen hafta eşimle beraber Doğu Karadeniz yaylalarında idik. Ankara'ya döndük, ama aklımız hala orada. Çok güzel bir tatildi. Bukla Turizm'in bir turuyla gezdik yaylaları. Ayder yaylasındaki Bukla Oberj otelinde konakladık ve her gün çevredeki yaylalaradan birine yürüdük. Bukla Oberj'in çalışanlarıyla, birbirinden yetenekli rehberlerimiz Alp ve Osman'la ve grubumuzdaki diğer 13 güzel insanla tanıştık. Gündüz yürüyüşlerde yanmamak için güneş kremi sürdük, birden bastıran sağanaktan korunmak için yağmurluklara sarıldık, gece ısınmak için kaloriferlere sokulduk. Ankara ile uzaktan yakından alakası olmayan cennet yerleri, hiç ama hiç bitmeyen sisli ormanları, yemyeşil yaylaları, yokluktan birdenbire karşımıza çıkan gölleri, biz tırmandıkça yanıbaşımızdan inen dereleri, çağlayan şelaleleri gördük. Kuş uçmaz, kervan geçmez dağ başlarına o evlerin ve camilerin ne akla hizmet yapıldığını düşündük durduk. Fırtına deresinde rafting yaptık. Sabahtan akşama ot biçip, "yağmur yağmasa da otlarım kurusa" diye dua eden iki büklüm, ama güleryüzlü nenelerle tanıştık. Murat'tan canlı kemençe ve tulum dinledik. Kara lahana çorbası içip, muhlama yedik. Unimoglarla 3000 küsür metrelere tırmanırken canımızın çektiği yerde durup böğürtlen topladık. Yollarda Karadeniz türkülerini ezberlerken birden minübüsten inip yol ortasında horon tepmeye başladık. Kimlerin Karadeniz'li kimlerin Laz olduğunu öğrenip, Laz'lardan Laz fıkraları dinledik.

Sonra aklımız yaylalarda, derelerde Ankara'ya döndük. Dün akşam, gittiğimiz sinema başlayana kadar vakit geçirelim diye girdiğimiz müzik marketteki görevliye Kazım Koyuncu ve Fuat Saka'nın CD'lerini sorduk. Sinema çıkışında, otoparktaki kasislerden arabayı en az sallayacak şekilde özenle geçirirken eşimle birbirimize bakıp gülüştük, inanılmaz bozuk yayla yollarındaki minibüs yolculuklarında iki saniye sallanmadan oturamamanın keyfini hatırladık. Epey bir vakti ekranımızda çektiğimiz fotoğraflar, kulaklığımızda Gelevera Deresi ile geçireceğiz gibi duruyor.

Kariyer Projesi Teklifi (25.07.2008)

TÜBİTAK yeni öğretim üyelerine doktoralarını aldıktan sonraki beş yıl içerisinde Kariyer Projesi adı altında bir destek imkanı sunuyor. Son 1 ayım bu teklifi hazırlamakla geçti. Dün herşeyini tamamladım ve TÜBİTAK'a teslim etmeden önce son işlem olan "rektörlükten imza" meselesini halletmek için rektörlüğe götürdüm. Ama önce bölüm başkanlığından ve dekanlıktan imza almam gerekiyormuş, yeni icatmış bu, pek kimsenin haberi yok. Bölüm başkanlığına götürdüm, sağolsunlar teklifin detaylarıyla hiç boğuşmadan hemen bir OK yazısı veriverdiler. Dekanlığa götürdüm, dekanımız toplantıda imiş, bu sabaha kaldı iş, ama bu sabah oradan da bir imza koparttım ve hemen rektörlüğe teslim ettim. Ama öğleden sonra oldu, hala beni aramalarını bekliyorum. Teklifi vakitlice alıp akşam tatil için otobüse binmeden önce TÜBİTAK'a postalamam şart. Bu arada önümüzdeki 14 gün şurada, sonraki 7 gün de şurada olacağım.

Ek: Bugün (28.11.2008) öğrendiğime göre teklifim kabul edilmemiş. Değişiklikler yapıp başka tip projelere sunacağım artık.

İlk Blog Yazısı (23.07.2008)

Merhaba. Bu buraya yazdığım ilk blog yazısı. Bazen Türkçe bazen de İngilizce olacak yazılar. Bakalım nasıl gelişecek.