|
|
ŞİİRİ ÇÖZENLERE
Ahmet
İNAM
Şiiri çözmeye kalkarak lime lime etmenin hiçbir anlamı yok. Çözme! Gör.Anla!(Wittgenstein
ağabeyim değil miydi bize "Düşünme, gör" diyen ?) Şiiri otopsi
masasına yatırabilirsiniz elbette, röntgenini de çekebilirsiniz. Yine,
Wittgenstein, örümcek ağını kaba parmaklarıyla anlamaya çabalayanları
uyarmıştı. Dikkat ! Şiiir eleştirilecek, yoldan çekilin, eleştiri denen
greyder, düzleyecek şiiri! Pencerelerden kafalarınızı uzatmayın, eleştirmen
havaya ateş edecek, bir yerinize gelmesin! Dikkat! Şiir eleştirilecek,
kulağında kalem, bir muhasebeci kelimeleri sayacak; çıkaracak, toplayacak,
hesaplayacak. Sizi de hesaplayacak, sayın okur. Elinde şiiri eleştirme
el kitabı, elinde fırçası, şiirleri boyayacak... Hangi şiir, çözümlemenin
neşteri değmiş de sağ kalmıştır ? Eğer neşter (Farscada nîşter!), bir
şiirin nişanına, izine dokunuyorsa şiirnişîn(şiirde oturan!)
anlama hayat verir. Eleştirmenin neşteri neşveter olmalıdır!
(Arapça neşve sözcüğüne Farsca bir ek getirerek bir sözcük öneriyorum:Neşve-ter.Daha
sevinçli anlamında.) Neşveter neşterleriyle,şiir cerrahları (Elbette celladları
değil!), şiirde mündemic(içerilen!) mânâya hayat vereceklerdir.
Çözümlemeye karşı çıkışımın ardında ne var ? Şöyle bir sıkıntı yok mu
çözümlemeye karşı çıkarken: Çözümlemeye karşı çıkmak için de, çözümleme
yapmak gerekmez mi ? Elbette ! Ben çözümlemeye karşı çıkmıyorum: Belli
bir tür çözümleme yapmayı eleştiriden saymıyorum.Onlar, şiir üstüne herhangi
bir konuşma, herhangi bir metin olabilirler. Şiir, çözümlemeye kalkana,
dünyasını kolay kolay açmaz. Burada neşveter neşterleri kullanma ustalığına
erişmek gerekir.Yoksa şiir körü bir sürü insan, bir bölüğü
de akademisyen, körlemesine çözümlemeye girişirler. Onları okuduğunuzda
ne kalır elinizde ? Bir yığın gürültü! Şiir yolculuğumuza katkıları olmadığı
gibi, yolumuzu da tıkarlar. Bizde şiir eleştirisi yapılıyor demek için,
bu denli gereksizliğe gerek var mıdır ? Böyle eleştiriler yapılsa ne olur,
yapılmasa ne olur ? Şiir beğenimizi geliştirmeye yarıyor mu, bu tür bir
eleştiri? Hayır! Şâirin işaret ettiği dünyaya imâda bulunuyor mu ? Hayır!
Edebiyat tekniği ile bilgiler verebilir, şairi tanıtabilir, şiirin yazıldığı
dönem hakkında bizi aydınlatabilir; bunlar elbette yararlıdır ama, şiir
yolculuğuna çıkarmaya yetmezler.Öğreniriz ama hareket edemeyiz. Şiir atına
"deh!" diyemeyiz.
Öyleyse, aldatmayalım kendimizi. Âdet yerini bulsun diye eleştiri yapılmaz.
Eleştiri, derin bir edebiyat yaşamının gereksinimi olduğunda, anlamlıdır.
Böylesi bir yaşamın anlamlara, değerlere gereksinimi vardır. Şair yaşamın
anlamına anlam katan biridir. İşte onun anlamına anlam vermek görevi eleştirmenindir.Şairi
besleyen bir kaynak oalabilir, bu, eleştirel anlam.
Değerler, hayata verdiğimiz anlamların altkümesidr. Onların bir parçasıdır.
İnsan değerlerle yaşar. Şair de. Şairin şiirini, şiiriyle dünyasını oluşturma
çabasında gerekli olan değerle, anlam yapı taşlarının bir bölüğünü eleştirmen
sunacaktır. Şiirindeki ve şiirin soluk alıp verdiği dünyasındaki yeni
anlamların icadında, keşfinde, şairin buluş arkadaşıdır,
eleştirmen. Anlam yolculuğunda, şairin şiir gemisinde, kâh tayfadır, kâh
doktordur, kâh ahçı, kâh ikinci kaptan. Zaman zaman da, korsanı olabilir
şiir gemisinin.
Öyleyse, eleştirmen, şiiri yaşayandır; yoksa nasıl binebilir şiir gemisine?
Nasıl değerlendirebilir anlamlandırabilir şiir yolculuğunu? Eleştirmen,
limanda ya da eleştiri gemisinde otururarak, şiir gemisini dürbünle ya
da "bilimsel" olarak uyduyla izleyip uzaktan,hâriçten gazel
okuyamaz. Eleştirmen, eleştirdiğini yürekten, aklıyla duyandır, yaşayandır.
Yaşayamayandan eleştirmen olmaz. Salt teknik malumatla şiir gemisine miço
bile olamazsınız. Gemiden deniz havasını koklamayı bilmelisiniz. Şiir
denen deryada, zaman zaman şairden daha yürekliolup, boğulmayı göze almak
zorundasınızdır. Neden ?
Değerlendirmek, göze almaktır.Yanlış şiirlere, yanlış şairlere sözde "doğru"
yöntemler uygulayıp, şiir gemisine binebilir misiniz? Şiir gemisi, teknisyen
ruhlu şiir bakışçılarını buyur etmez içine, onları kovar.
Onlar, yine de, teknik olanaklarla şiiri dışarıdan izleyerek, şiir ya
da şair hakkında, ahkâm keserler. Bu ahkâmı, şiir ya da şair kabul etmese
de, bizim edebiyatımız şu sıralar pekâlâ kabul edebilir.
Şiirleştiren (Şiir eleştirmeni), şiiri dinleme sabrına
sahiptir; o, şiir üstüne konuşmaz; şiir onda konuşur. Şiirleştiren, şiirin
kendi kendine konuşmasını sağlayandır.(Bu cilâlı sözler köken olarak kayınbiraderim
Heidegger'e aitse de, izinleriyle, ben onları Türkçemin diliyle konuşturdum.)
Şiirleştiren, şiire müdahelede son derece dikkatlidir. Okşamalıdır onu.
(Bu söz de eniştem Levinas'ın!) Şiirin, şiirlemesini, kendi diliyle ortaya
çıkmasını sağlayacak duyarlılıkta eleştirmen ortalıkta görünmüyor.Dokunur
dokunmaz şiiri öldüren, okşarken boğan çözümleyici eleştirmenler, çözüp
çözüp şiiri çözümlüyorlar. Özümsemeleri gerekmez miydi ? Çözümleme, bir
özümleme olmadığı sürece anlamlı mı ? "Özüm" Dil Kurumunun Derleme
Sözlüğünde (2.Baskı) "kardeş gibi" anlamını taşıyor. İşte şiir
eleştirmeni,çözümlemeden önce şiirle olan kardeşliğini sağlayarak özümlemelidir.
Sevgili eleştirmenim, gördüğün gibi sorun bir tek "ç" harfinin
atılması sorunudur, "çözümleme"den !
|
|
|