Prof.
Dr. Ahmet İNAM |
||||
Prof.
Dr. Ahmet İNAM Dağ tepe,
sessiz orman içlerinden geçerek, yorgun argın döndüğüm bir bisiklet gezisinden
sonra, evde, masanın üstünde bırakılmış bir notunu buldum karımın: "Orta
odayı açma! Yaralı bir kuş var!" Önce sözlerin bir şaka olduğunu düşündüm,
bir anlam verememiştim çünkü; "orta oda" diye, bir odamız var mıydı? Varsa,
yaralı bir kuşun o odada işi neydi? Sorular beni aldı götürdü. Orta
oda insanın binlerce yıllık yaşam serüveninde keşfini bekliyor. Yanındaki
iki oda arasında, kapısı pek sıkça açılmayan, açılsa da içini görmekte
zorlandığımız bir oda. Oysa, önemli bir oda, insan evinin kararlarını,
yaşamını belirleyen gücü var. Orta odamda, nice geceler çığlıklar duydum.
Büyük patlamalarla sarsıldım. Güzel sesler de işittim: Kapısından eve
yayılan nâmeler sıcak, hafif kıpırtılı, dingin heyecanlar yaşattı bana.
Kimi zaman odanın kapısını parçalayan çok iyi tanımlayamadığım güçler,
evimi alt üst etti. Yarattıkları dehşetin izlerini aylarca yaşadım evimin
her köşesinde. Sıkı sıkıya kapattım kapısını, üzerine tahtalar çaktım.
İçinden o bilmediğim güçler çıkmasın da, evimde beni perişan etmesin diye.
Sol odamdan (arkamı dönünce sağıma düşüyor!) çelik levhalar alıp, mühendislik
hüneriyle örttüm kapının tümünü. Çelik sol odamdandı, sol odam güven odamdı.
Öyle biliyordum. Sonra?
Orta odamdan, kalın kalkanlarla gizlenmiş kapısının boğuculuğunda, hiç
ses gelmemeye başladı. Ev, sessiz, cansız, ölü evine döndü. Dayanamadım
bu sessizliğe: Sessizliği dinleyemediğim için değil, sessizliğin sesini
duyabilmek için orta odadan alacağım kulaklıklara gerek vardı. Çocukluğumda
farketmiştim: Orta odada, müzik yayını olduğu gibi, dinleme aygıtları
vardı. Silahlar da vardı, çelik yelekler, miğferler: Masanın üstünde çiçekler,
açılmamış şaraplar, odanın bir kenarında ucunu bucağını göremediğim bir
bahçeye açılan bir kapı daha vardı. Oda sanki, kendi içinde diğer odalara,
bahçeye, bahçelere açılan kapılarla doluydu. Peki azını açabilmiş içlerine
bakabilmiştim. Kimi kapılardan gördüklerimden irkilmiş, kimilerinden utanmış,
kimilerini açar açmaz kapatmıştım. Yaşlandıkça anlamaya başladım. Orta
oda kapalı tutulamazdı. Kapalı tutulamazdı ama, içeriye girip, sol odadan
aldığım planlarla düzenlemeler de yapılamazdı. Oda her türlü düzenlemeye
direniyordu. Her
insan bireyi bir evdir. Evin bir tarafında üç oda yan yana bulunur. Sağdaki
oda bedenimizin işletildiği, beden işletim odasıdır. O odanın kapısını
pek açamadım. Evimin o odadan gelen enerjiyle yaşadığını biliyorum. Işıklarım
onunla yanıyor, onunla ısınıyorum. Odamın havalandırılması da onunla çalışıyor.
Sağ odamın sağlık odam olduğunu görüyorum. Beden odam. Sol
odam akıl odam. Gözlem evim bu odada, labaratuvarlarım, kütüphanem, bilgisayarım. Orta
odam, can odam. Duygu odam. Evimin kalbi. Orada fortınalar yaşıyorum,
sarsılıyorum, üzülüyorum, seviyorum, nefret ediyorum. Kapısına çelik kalkanlar
çakıp, sonra vazgeçiyorum. Yaşama sevincini orada, oradan duyuyorum. Acılarım
onun karanlığında yaşanıyor. Orta
odamda bir yaralı kuş var. Karımın notundan anlamış değilim bunu: Kimin
orta odasında yaralı bir kuş yok ki? Orta odasında güvercinleri, bülbülleri,
serçeleri, giderek kartalları, akbabaları olmayanların yaralı kuşları
da olmaz. Orta odamın kocaman penceresinden gökyüzüne saldığım kuşlar,
umut kuşları, beklenti kuşları, sevgi bülbülleri, aşk güvercinleri, dostluk
serçeleri bilmediğim evlerin odalarına süzülüyorlar. Kimileri yollarda
telef olup gidiyor, kimisi hiçbir eve ulaşamadan çöllerde ölüp yok oluyor,
kimileri gagalarında haberlerle orta odama, sol ya da sağ odama dönüp
geliyor, kimileriyse güç bela ulaşabildikleri orta odamın penceresinden
içeriye kendilerini zor atıyor yaralı olarak. Yıkıntılarımın, incinmişliklerimin,
düşkırıklıklarımın yaralı kuşları. Okşayıp severek bakıyorum onlara. Sol
odamın gereçleriyle iyileştirmeye çabalıyorum. Tuhaftır,
orta odamda, her ân bir yaralı kuşum oluyor, artık. (Okura
not: Karımın notu, meğer bizim evin bahçesinde bir kedinin avladığı
kuşla ilgiliymiş. Karım kuşu kedinin ağzından zorla almış. Yaralarına
merhem sürüp evdeki kedilerin zarar vermemesi için evimizin orta odasına
koymuş. Yanlışlıkla açıp kuşa zarar vermeyeyim diye bana o notu bırakmış
!) |
||||
İletişim
Bilgileri
: |
||||
Adres:
Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Felsefe Bölümü, 06531 Ankara, Türkiye Telefon: + (90) (312) 210 3141 Fax : + (90) (312) 210 1287 Oda Numarası: Z-43 E-mail : ainam@metu.edu.tr |
||||