Prof.
Dr. Ahmet İNAM |
||||
b)Edebiyat yapıtının özelliklerini betimlemeye yönelik, betimlemenin ötesine geçmeyen eleştiriler. (Yapıtın kurgusu, sözcüklerin sayısı, yapısı gibi yapıtın “emripik” özelliklerinin betimlenmesi…) c)Yapıtın yalnızca belli bir tarihsel dönem ya da akın içinde ele alınarak eleştirisi. d)Yapıtın tanıtımı, propagandası açısından yapılan eleştiriler. Kısaca, bütünlük kaygısı gütmeyen eleştirilerin edebiyatı canlandırmada güdük kaldığını söyleyebilirim. Eleştiri birbiriyle içten bağları olan beş boyutlu bir çalışmadır. Bir eleştiri yazısında bu beş boyutun beşinin de bulunması gerekmezse de eleştirmen, bu beş boyutun beşiyle de hesaplaşması, bu boyutlarla ilişkisini geliştirmek zorunda olan biridir. Bu boyutlara geçmeden, edeştiri edeştirmen ya da edeştirici hakkında birkaç not düşelim. Edeştirmen, bir eleştirmendir. Dolayısıyla, beş boyutun beşiyle de ilgilidir. Bütünlük kaygısı taşır. Üstelik, edeştirmen, bir edebiyatçıdır, edebî değeri olan bir yapıt ortaya koymak zorundadır.Edeştirmen de bir “yaratı” ürünü vermek zorundadır. Edeştirmenin hem eleştirme hem “yaratma” kaygısı olduğu için, ona, biraz şakayla, “çifte kaygılı” edebiyatçı diyebiliriz. 1. Eleştirmenin ele aldığı edebiyat yapıtlarını, etkinliklerini, edebiyatçıları değerlendirirken dayandığı bir yaşam görüşü olmalıdır. Dünyaya bakış biçimi, insan anlayışı olmalıdır. Sıradan anlamıyla, “herkesin zaten böyle bir görüşü vardır”, diyebiliriz. Eleştirmenin saygınlığı, etkinliği bu yaşam görüşünün, işlenmişliği ile, derinleştirilmiş olmasıyla ortaya çıkar. Kitaplardan, çeşitli okumalardan, okuldan edinilmiş bilgilerinin yanı sıra, eleştirmenin yaşamdan devşirebildiği bilgileri, onun kişiliğinde birleşerek, eleştirel donanımını oluşturur. Okur ya da yazar olarak eleştirmenin yaşam görüşü benden çok farklı olabilir; üstelik, o, rahatsızlık duyduğum, belki de düşman bulduğum bir bakışın insanı olabilir. Eleştirmen olarak ona saygım, görüşüyle geliştirdiği insan anlayışının evrenselliğinden, derinliğinden, inceliğinden, kapsayıcılığından kaynaklanır. 2. Eleştirel bakışın ikinci boyutu, edebiyat görüşü boyutudur. Eleştirmenin, eleştirel saygınlığının ikinci ayağıdır bu:Edebiyata bakışını olgunlaştırmamış, işlememiş, dokumamış, bu bakışının temellerini oluşturmak için yorulmamış, çalışmamış, çile çekmemiş eleştirmene saygı duyamam. “Nokta-i nazârının” beslendiği insan anlayışını, yaşam birikimini, edebiyatı kavrayışının ufuklarını görebildiğimde, bu boyutuyla eleştirmen benim için saygın bir eleştirmen olur. Tıpkı yaşam görüşünde olduğu gibi, edebiyat görüşü, okur ya da yazar olarak benim görüşüme uymayabilir. Yine de, onun edebiyat kavrayışına duyduğum saygı, görüşünün işlenmişliğine, derinliğine, genişliğinedir. Bu saygım, kendi görüşümü tanıyıp, geliştirmeme yol açabilir.3. Üçüncü boyut, çözümleme boyutudur. Çözümleme yalnızca mantıksal, dilsel yaklaşımlarla yürütülebilecek, belli kalıpların uygulanmasıyla, ortaya çıkan bir etkinlik değildir. Yaşam görüşümüzün, edebiyat anlayışımızın açtığı ufuk içinde geliştirilebilir çözümleme. Belli dilsel, dilbilimsel kuramlar, çözümlemeye yardımcı olabilirse de, kuramla sıkışmış, sıkıştırılmış, tutsak alınmış bir uygulama çabası olmamalı, çözümleme. Çözümleme, yapıtın belli bir açıdan yapısını, öğelerini ortaya çıkarmak, yapıtı oluşturan öğelerin aralarındaki bağlantıları sergilemekle gerçekleşir. 4. Dördüncü boyut, ilk üç boyut üzerine kurulur. Eleştirmenin belli bir yaşam ve edebiyat anlayışı içinde geliştirdiği çözümlemelerin yorumlanması, zengin bir sezgi ve donanım birikimiyle gerçekleştirilmelidir. Yorum, çözümlemeden daha zengin, daha özgün, daha kapsamlıdır. Yorum, eleştirmenin yaratıcı gücünün sınandığı bir yerdir. Yorumla, yapıtın, varsa kendine özgü yeri; edebiyatın, edebiyat türünün içinde taşıdığı önem ortaya çıkar. Bunun tersine, yorum, çözümlemenin ardından yapıttaki olumsuzlukları da dile getirebilir. 5. Değerlendirme, eleştirinin doruğunu oluşturur. Eleştirinin bu boyutunda, eleştirmen, yapıtın, edebiyatçının “değeri” üstüne görüşler getirir. Çözümlemeyle yetinilmiş eleştiri çalışmalarında, değerlendirme tehlikesini göze almayan bir eleştirmenle karşı karşıyayızdır. Değerlendirme, eleştirmenin beğeni düzeyini, edebî değerleri sezip keşfedebilme yetisini gösterir. Edeştirmen açısından da, değer bulma, değer görme, değer keşfetme onun yaratıcılığının temel taşlarından en önemlisini oluşturur.Beşli boyutun bütünlüğü içinde ürünler verip, değerlendirmeler yapabilen eleştirmen ya da edeştirmenin edebiyatın canlanmasında etkisi büyük olacaktır. İşte edeştiri, eleştiri bütünlüğe sahip eleştirmenin bir edebiyat ürünü olarak ortaya koyduğu eleştiridir. Başarıldığında, sanırım, düz eleştiriden daha öğretici, daha zengin, daha ufuk açıcı olacaktır. |
||||
İletişim
Bilgileri
: |
||||
Adres:
Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Felsefe Bölümü, 06531 Ankara, Türkiye Telefon: + (90) (312) 210 3141 Fax : + (90) (312) 210 1287 (attn: A. İNAM) Oda Numarası: Z-43 E-mail : ainam@metu.edu.tr |
||||