2014'ü 2015'e bağlayan yılbaşı artık çalışmayan Haydarpaşa Garından 45
161 buharlı lokomotif, arkasında TÜVASAŞ tarafından modernize edilmiş
kompartımanlı bir M10 vagonu, bir M10 Resroran ve sonda da M10 yataklı
ile yola çktık. Hayal bu ya,
trenimizde kimler yoktu ki: Buharlı lokomotifi Ahmet Tuğral ve Gani
Evis kullanıyordu, yolcular arasında makinistler Orhan Batlar ve Soner
Gürkan vardı. Ahmet ve Gani Ustalar lokomotifin buharlı olmasından
yararlanarak sık sık matara çayı, domda pişirilmiş pancar, güveç,
kürekte balık, pirzola servisi yapıyorlardı. Saat 24:00'ten önce
konvansiyonel hat üzerinden Eskişehir Garına vardık. Peronda satıcılar
vardı. Ben fırsattan istifade buharlı lokomotif trenden kesilmeden
garın solgun ışıklarında fotoğraflarını çektim:
Eskişehir'den
sonrası için E 40 003 ile devam etmeyi planlıyorduk ve Orhan Batlar
makinede olacak, Ahmet ve Gani Ustalar da trende bizimle yolculuk edip
dinleneceklerdi. Ancak lokomotife kömür ve su ikmali yapan Ahmet ve
Gani Ustalar 45 161 ile tekrar tren üzerine yanaşınca şaşırdım.
Ankara'ya kadar buharlı makine ile devam edecektik. Ancak sürpriz
sadece buharlı lokomotiften ibaret değildi. Yolcular arasına
kitaplarından tanıdığım Ceylan Urlu da katılmıştı. Ankara'ya kadar
demiryollarının eski günlerinden söz ederek gittik. Buharlı brövesi
olan Ceylan Hoca bir aralık 45 161'i kullandı. Ayrıca Haydarpaşa'da
fotoğraflanan Faiveley yarım
pantograflı 8000 dizinin gizemini de öğrendim. Sabahın ilk ışıkları
ile Gazi Garından, ardından artık olmayan ama hayalimizde hala yerinde
duran hemzemin geçitten geçtik. Hipodrom İstasyonunu geçerken
babaannemin pencereden bize el salladığını gördüm.