Bu sayfanın müdavimleri anlatacaklarımın Balıkesir'de ve 1983 ile 1990
yılları arasında geçtiğini gayet iyi bilirler...
Dursunbey trenine gitmiştik. Öyle bir kötü kömür gelmişti ki, yanmıyor
,ocağı bastırıyor, yanması için de ocağı karıştırmamız gerekiyordu. Ama
karıştırıca da ocak yani ateş plaka bağlıyor. Plaka, kopmayan,
ayrılmayan, kocaman, masa kadar bir ateş demek. Ne kadar zorlarsanız
zorlayın, sakız gibi uzar. Buharlı lokomotif personelinin en çekindiği
şeylerden birisidir ateşin plaka yapması. Ateş plaka yapınca ocak hava
almaz, lokomotif de gereği gibi istim tutmayacağı için tren hareket
edemez.
Peki bu işin çözümü nedir? Plaka yapan ateşi hemen dökmek! Yine böyle
plaka yapmış bir ocağı temizlerken başımıza ne geldi biliyor musunuz?
Ateşi döktüğümüz gelberi dediğimiz alet sıcaktan eriyip kırıldı. O gün
o ateşi kanca ile dökmüştük hem de defalarca! Bu ne demektir
biliyor musunuz? Tarhana çorbasını çatalla içmek gibi bir şey. O gün o
treni bitirmiştik ama biz de bitmiştik.
...