IZGARALARIN DÜŞMESİ




...


Yine Balıkesir’de çalıştığımız yıllarda idi. Yanlış hatırlamıyorsam 1273 sefer sayılı Balıkesir’den Bandırma’ya giden ekspres yük trenimiz vardı. Biz Balıkesir’den o trene Ayvatlar rampası diye tabir ettiğimiz yere kadar arka ranfor (destek) yapacaktık. Esas makine tren üzerine çıktı, ardından biz de çıktık. Normal işlemlerden sonra trenimizin hareket saati gelmişti.

Hareket memuru gelip, föydomarşı imzaladıktan sonra hareket diskinin yeşil yüzünü gösterdi ve biz yola çıktık. Balıkesir’den Bandırma tarafına doğru giderken yaklaşık bir kilometre sonra yol hafif meyilli olarak bir müddet gider. O arada ateşçi ocağını tavlar çünkü birazdan hatırı sayılır bir rampaya saracağını çok iyi bilir. Ve bilir ki hava her ne kadar soğuk olursa olsun, saunaya girmiş gibi terleyeceğini, yanında taşıdığı makinenin demirbaşı olan beş litrelik su bidonunun içindeki suyun kendisine yetmeyeceğini. Bir taraftan makinenin kazanına enjektörlerle su takviyesi yaparken bir taraftan de su bidonunu kafasına diker, kana kana su içer.

O seferde de rampaya o kadar tatlı sarmıştık ki, her şey yolunda gidiyordu. İngiliz atasözü der ki; her şey yolunda gidiyorsa bir terslik vardır. Rampanın bitimine yaklaşık olarak 100–200 metre kadar kalmıştı ki ocağın içerisinden anormal şekilde gürültüler gelmeye başladı. Adeta makineden bir şeyler kopup kopup düşmekte idi. O telaş ile ocağın foya kapağını açtım ki bir de ne göreyim ocağın ızgaraları yerlerinden kalkıp aşağı düşüyor. Çok dua ettim rampa bitsin de öyle duralım diye. Çünkü durursak kalkamayacağımızı iyi biliyorduk. Sanırım duamız kabul olmuş olmalı ki, tren oturmadan rampayı bitirdik. Şanslı bir günümüzdeydik. Biz esas tren personeline ayrıntıları bildirmeden kendi makinemizi kestirip, rampa aşağı saldık. Acaba o hız ile Balıkesir’i bulabilir miyiz diye fakat nafile.

Hızımız ile şimdiki Sanayinin olduğu yere kadar ancak gelebildik ve orda makineyi söndürmek mecburiyetinde kaldık, çünkü ızgaraların yarısı dökülmüştü. Makineyi emniyete aldıktan sonra arkadaşı makinenin yanında bırakarak yayan Balıkesir’e kadar gidip ordan başka bir makine alıp gittim ve o soğuk makineyi alıp depoya getirdik.

Bu anımı da hiç unutamayacağım anılarım arasına ekleyebilirim. Çünkü makineyi bıraktığımız yerden Balıkesir'e kadar yaya olarak giderken sayısını bilemediğim kadar çok köpek saldırısına uğramıştım.


...


İçindekiler Sayfasına