Akşamdan başlar bir makinistin işe gitme telaşı bir bilinmezlik, bir
bilmezlik ile.
Akşamdan telefonla öğrenilen tarife ile evde herkesi alır bir tatlı
telaş. Baba sabah erkenden işe gidecektir . Eğer bir günlük yola
gidilecek ise pek bir değişiklik olmaz evin hanımı için. Baba sabah
gidip, akşam gelecektir eve.Bir sefer tası yemek, kahvaltılık sefer
taslarına, biraz peynir, biraz zeytin ve şayet taze yumurta varsa
evde iki tane de yumurta kaynatılır, çay şeker kavanozları kontrol
edilir, ki genelde boş olur bunlar. Çünkü yolda ömür ile onlar
tüketilir.
Gelen misafire en çok onlar ikram edilir . Atalarımız, bir fincan
kahvenin hatırı kaç sene sürer söylemişler de çayın hatırına ömür
biçmemişler.
Varsın biçmesinler, zaten makinist de onları hiç karşılıksız beklemeden
içirmiştir gelen murakebe elemanlarına veya arkadaşlarına. Nerden
nereye gitti konu bakar mısınız? Biz yine konumuza dönelim.
Şayet baba 2-3 günlük yola gidecekse, evde ayrı bir telaş. Çünkü bir
sefertası ile savuşturulamayacağına göre bu sefer çanta daha sağlam
olmalı, makinistin deyimi ile.
Yani daha çok yiyecek olmalı. Salata malzemesi olmalı. Anlayın işte
canım, salata malzemesindeki kastım öyle ahım şahım içinde şu bu olan
salata değil, çoban salatası dediğimiz, domates, biber, salatalık
ve bir iri baş soğan olan zerzavat.
Ve akşamdan başlar evde sıkıyönetim, baba erken gidecektir işe, gürültü
yapmamaları tembih edilir çocuklara. Ayrıca televizyon sesi, keza ona
göre ayarlanır.
Baba yattıysa, evde gidip gelmeler parmak uçlarında olur. Kuğu Gölü
Balesini oynayan balerinler gibi, çünkü başka şansları yoktur gibi.
Baba uyuyamazsa, ya kalkıp bir şey derse korkusu var. Zaten kimse de
istemez işe yorgun gitmeyi. Bütün makinist’er bilir, yaptığı işin
sorumluluğunu, yaptığı işin hata götürmeyeceğini.
Sabah erkenden kalkar baba ile evin hanımı da. Çanta hazırlanacaktır.
Adeta herkes işini bilir gibi, evin hanımı çanta hazırlaren, beyi de
giyinir. Beyi giyinirken hanım da, beyinin yola götüreceği pijama veya
eşofman her ne ise onları katlayıp, poşete koyduktan sonra çantanın
içine en üst tarafa veya, sefer taslarını destekleyecek şekilde çantaya
yerleştirilir.
Kontrol edilir her şey, çocuklar uyurken, onlar farkına varmadan
alınlarına hiç dönmeyecekmiş gibi bir öpücük kondurulup, yavaşça
kapıları çekilir. Evin hanımı kapıya kadar geçirmektedir beyini.
Hellaşılır orada. Ne olur ne olmaz, gidip de dönmemek var, gelip de
görmemek var. Haydi Allah’a ısmarladık denir. Evin hanımı, "bey yolun
açık olsun Allah kaza bela vermesin" der ve arkasından dua ile uğurlar.
Yola çıkmıştır artık. Ve o ne bir bey ne de bir babadır. Artık o bir
makinist’tir.
...