DH 27 000
Dizel-Hidrolik Lokomotifi
(Krauss-Maffei)
Dizel Motoru: 2 x 1350 BG Maybach
V12
Azami Hız (1000 mm çaplı tekerleklerle): 100 km/sa
Güç Akratımı: Voith L6
30rU Hidrolik
Tampondan tampona uzunluk: 19 670 mm
Buhar Şofaj Sistemi: Hagenuk OK 4625
1961-62 yıllarında 3 adet
alınmıştır.
Bu sayfa demiryolu
sevdalısı makinist Arkadaşım Tuncay Yurağül Ustaya ithaf
edilmiştir...
DH 27 000 Prensip Resmi
Üç DH 27 000 Almanya'da denenmek üzere Ingolstadt ile Münih
arasında bir istasyonda dururken (Modelleisenbahner Dergisi -
Mayıs 2016 sayısından, Derya Ferendeci'ye teşekkürlerimle).
DH 27 003'ün
Almanya'da fabrika çıkışında çekilmiş bir fotoğrafı (1963)
İki DH 27 000 Türkiye'de kabul denemeleri sırasında,
söylendiğine göre aşırı sıcak ve yüksek eğimler nedeniyle pes
etmişler (Modelleisenbahner
Dergisi - Mayıs 2016 sayısından, Derya Ferendeci'ye
teşekkürlerimle).
DH 27 000'in Demiryol dergisinde yayımlanmış bir
fotoğrafı (Demiryollar Sayı 519).
100 yaş civarı buharlı 2250 Krauss-Maffei ile DH 27 000
Krauss-Maffei bir arada (Modelleisenbahner Dergisi - Mayıs 2016
sayısından, Derya Ferendeci'ye teşekkürlerimle).
DH
27 001'in Ankara garında 1982 yılında çekilmiş renkli bir
fotoğrafı...
DH 27 001 Ankara Marşandiz Garında (1983)
Sayın İhsan Alap'ın bu lokomotiflerle ilgili
anıları:
Toros
ekspresi 60'lı yılların prestijli trenlerinden biriydi.
Bir ara Konya üzerinden Adana'ya çalıştı sonra tekrar
Ankara üzerinden çalışmaya başladı.
Adı Meram Ekspresi oldu
Konya'dan giderken. Haftanın üç günü karşılıklı çalışırdı.
Salı ve perşembe günleri buradan kalkan trenlerde birkaç
vagon Bağdat ve Halep'e giderdi. Pazar günleri Gaziantep'e
kadar giderdi. Benim teyzem Adana'da öğretmen o yıllarda,
senede birkaç kez giderdik Adana'ya. Sömestir ve yaz başı
veya yaz sonu. DH 27 000'ler ile bu seyahatlarda tanıştım.
Rahmetli babam bu lokomotiflerin Anadolu Ekspresinde de
çalıştığını anlatırdı, ben hatırlamıyorum. Anadolu
Ekspresinde DE 20 000'lik
dizelleri hatırlıyorum, turuncu yeşil orjinal renkleriyle,
sonradan boyandı. Bütün trenler buharlı makinalarla
çıkardı İstanbul'dan. Toros da bunlardan biriydi.
Genellikle 56 000'lik lokomotifler çekerdi, Bilecik'te
mutlaka ranfor dayanırdı. Ankara'ya 30 dakika tehirle
girersek sevinirdik pek geç kalmadık diye.
Ankara'ya girerken Anıtkabir
çok net görünürdü, trende herkes o taraftaki koridorlara
veya camlara üşüşürdü seyretmek için. Saat 22:30'da
Ankara'dan kalkışı vardı Toros'un. Asıl önemli olan yeni
lokomotifti benim için. 27 000'lik lokolar o hatta
çalıştırılıyorlardı. Onun bağlandığını gördüğümde çok hoşlanırdım
nedense tren kalkana kadar gidip lokoyu seyrederdim. Asıl
fark tren kalktıktan sonra anlaşılırdı. Yenişehir
rampasınını hissetmezdik bile çok güçlü bir çekişi vardı.
Motor sesi çok değişik ve sessizdi. Mamak'a kadar değişik
düdüğünü nerdeyse aralıksız çalardı makinistler. Kış
mevsimi ise katarın ısınması bile değişirdi, kemiklerimiz
ısınırdı tabiri caizse. Gece camdan lokoyu seyrederdim
virajlarda, çok güçlü projektörü yolu gündüz gibi
aydınlatırdı. Sabah 06 sularında güneş Erciyes Dağının
arkasından doğarken lokoyu izlemeye devam ederdim.
Makinanın yaylanması, sağa sola salınımı bile çok
farklıydı Amerikan arabaları gibi. Boğazköprü'den
çıktıktan sonra düz ovada süratini iyice artırırdı tozu
dumana katardı. Bor'dan sonra Kardeşgediği İstasyonuna
kadar olan rampayı bana mısın demeden çıkardı.
Ulukuşla'dan sonra rampa aşağı loko dinlenmeye geçerdi
adeta hiç motor sesi duymadan Yenice'ye varırdık. Oradan
sonra yine süratlanarak gara kadar aralıksız düdük çalarak
seferini tamamlardı. Tehir varsa onu da büyük ölçüde
kapatmış olurdu. Ben indiğim andan itibaren dönüşte aynı
makinalardan denk gelecek mi diye düşünmeye başlardım.
Tatilin son günlerinde Adana
Garına gidip dönüşte 27 000 'ik loko denk gelecek mi
diyerek hesaplar yapmaya, sorup soruşturmaya başlardım.
Genelde denk gelirdi. Adana'dan kalktıktan sonra yine çok
keyiflenirdim. Ulukışla'ya kadar hiç ranfor aldığını
görmedim. Bor'a kadar virajlarda keyifle lokoyu
seyrederdim. Yolun bitmesini istemezdim. Ankara'ya sabah
vardığımızda o makinanın katardan ayrılışını seyretmek
hüzün verirdi bana. Yine 56 000'lik bir loko bağlanırdı
katarın başına. Senelerce bu yolculuklar sürdü, DH 27
000'lik lokolar son zamanlarda çok seyrek denk gelir oldu.
Yanlış hatırlamıyorsam 1974-75 lerden sonra ortadan
kalktı. Sorduğumda yandığını söylediler son makinanın.
Yetkili o şahıs şu sözleride söyledi: "Bizler bu
makinalara bakamadık, sahip olamadık yazık ettik" dedi.
Çok üzüldüm bu sözlere tabi.