1978
yılı başlarıydı, henüz 18 yaşındaydım ve meslekte birinci yılımı
bile doldurmamıştım. Akşam 17.30 sularında Basmane Garında trenimizin
hareketini beklerken o zamanki ustam M. Ali Kütükçeken (kulakları
çınlasın,
saygı ile anıyorum, minyon tipli, o zaman 25 yaşında idi), ile
lokomotifin
yanında duryorduk. Yaşlı bir bey ile hanım yanımıza geldi.
---
Evladım bu trenin makinistleri nerede?
---
Buyrun bey amca, bu trenin
makinistleri biziz.
---
Oğlum dalga geçmeyin, sizler çok gençsiniz, çocuk sayılırsınız!
---
Evet bey amca, biz makinistiz.
---
Yürü hanım yürü, en iyisi biz otogara gidelim, trenler çoluk
çocuğun eline kalmış!