O.D.T.Ünin Kuruluşunun
50. Yılında O.D.T.Ü Mühendislik Fakültesi Dekanlığı
Tarafından Yayınlanan Öncü ve Önder Adlı Kitapta Yer Verilen Makale (s. 21-30)
ODTÜ
Mühendislik Fakültesinde Akreditasyon Etkinliklerinin
Başlangıcının ve ABET Değerlendirme Sürecinin Öyküsü
M. Tuncay Birand
Nisan 2006, ODTÜ- Ankara
Bu yıl ODTÜnün kuruluşunun 50. yılı. Benim ODTÜden
mezuniyetimin de 40. yılı. ODTÜ ile beraberliğim 44
yıldır sürüyor. ODTÜ ile tanışıklığım
1962 yılında TBMM arkasındaki barakalardan oluşan kampüste
başladı. 1963 yılında eğitimimizin önemli bir
bölümünün yine barakalarda geçtiği bugünkü kampüsümüze
taşındık. Yüksek lisans
derecemi 1967 yilinda alarak asistan olduktan sonra da
yaşantımın büyük bölümü bazı geçici ayrılıklar
dışında ODTÜde geçti. 7. yıl yurtdışı
ayrılıklarım dışında kalan askerlik ileYÖKün
oluşumundan hemen sonra, Gazi Üniversitesi Elektrik ve Elektronik
Bölümünün kuruluşundaki görevlerim
sırasında da ODTÜde ders vermeye devam ettim. 1967
yılında verilen sicil numaram değişmedi. Böylece ODTÜnün
serüvenini bu serüvenin içinde çoğu zaman bir aktör olarak yer alarak
yaşayabilme ayrıcalığına sahip oldum. Bu da bana hala
büyük bir mutluluk ve yaşam sevinci veriyor. ODTÜnün ülkemizin en büyük,
en önemli eserlerinden biri olduğuna inanıyorum. Türkiyenin insan
hazinesini büyük ölçüde zengileştiren, ülkemize değerli kurumlar
kazandıran bu güzide kuruluşun bir parçası olduğumu
düşünmek, hissetmek bana haz veriyor, yaşadığım
hayatı anlamlı kılıyor. Aynı duyguları
paylaşanlar olduğunu bilmek, gelecek nesillerin de bu ruhu yaşatacaklarına
inanmak bana huzur veriyor.
Öyküme ODTÜ için hissettiklerimi yazmadan başlayamadım. Bu
öyküyü yazmamı mühendislik fakültesi dekanımız sayın
Prof. Mustafa Tokyay istedi. Daha önceki bir toplantıda dile
getirdiği arzusunu yazılı olarak da yineleyince bu görevin
yerine getirilmesi kaçınılmaz oldu. Sayın Tokyay
yazısında ABET akreditasyonu konusunun fikir düzeyinde
oluşumunu, hayata geçirilişini , üniversitemiz ve ülkemize etkilerini
ve uygun bulacağım diğer
boyutlarını yazmamın arzu edildiğini bildiriyordu.
1.
Akreditasyon Niçin Önemli? ABET Nedir?
Bir ülkenin en büyük hazinesi iyi
yetişmiş insangücü. Bu hazineye sahibolabilmek için büyük çabalar
sarfedilip önemli yatırımlar yapılması gerekiyor. Peki, bu
doğrultuda atacağımız adımların en iyi ve en
doğru adımlar olduğundan nasıl emin olabiliriz? Bir
eğitim kurumu verdiği eğitimin kalitesini hem kendine hem de
başkalarına nasıl kanıtlamalı?
Her kurum kendisine ödenen katkı paylarının, vatandaşın
ödediği verginin nasıl kullandığının
hesabını vermeli. Ben en iyiyi
yaptiğima inanıyorum demekle iş bitmiyor. Kendini buna
gerçekten inandırmak, başkalarını da ikna etmek gerek.
Bunun ilk aşaması özdenetim.
Yani kurum içi denetim. Bu gerekli ama yeterli değil. Bütçeyi verenin de
hesap sorması lazim. O da bütçenin doğru şekilde
kullanıldığını parayı veren olarak
denetleyecek. Ama bu da yeterli değil. Tasarlanan eğitim sürecinin doğru
ve yeterli olduğunun bağımsız
ve uzman bir dış kuruluş tarafından da
değerlendirilmesi bu nedenle önem taşıyor. Gelişmiş
ülkelerdeki nitelikli üniversiteler bu nedenle düzenli aralıklarla bu
değerlendirmeleri yaptırıyor, değerlendirme
sonuçlarından daha iyiyi yapmak için yararlanıyor.
Akreditasyon kurumları bu soruya yanıt vermek üzere
oluşturulmuş kurumlar. Bu kurumların uyguladığı
süreç akreditasyon süreci olarak
adlandırılıyor. ABET de bu amaçla, mühendislik eğitiminde
kalite arayışına yanıt vermek üzere oluşturulmuş
bir kurum. ABET ve akreditasyon terimlerinine
biraz daha açıklık kazandırmak için önce ABET sonra da
akreditasyon sözcüklerini ele alalım.
ABET adı Accreditation Board
for Programs in Engineering and Technology (mühendislik ve
teknoloji programları akreditasyon kurulu) için kullanılan kısaltmadan
geliyor. Amerika Birleşik Devletlerinde bulunan bağımsız bir oluşum. Adı, verdiği
hizmetlerin çeşitliliğini gözönüne alınarak 2005
yılında ABET Inc. olarak değiştirildi. Görevi, sözkonusu
programları istek üzerine
değerlendirmek.
Akreditasyonda zorlama yok. Değerlendirilme talebinin ilgili
eğitim kurumundan gelmesi temel felsefe. Yani ilgili öğretim birimi ben eğitim-öğretim sürecimi
öğrencilerimi en iyi biçimde eğitmek üzere tasarladım. Tüm
düzenlemeleri yaptım. Şimdi beni değerlendirmenizi talep
ediyorum diyor. Burada, sanayi kuruluşlarının istek üzerine
yaptikları ISO 9000 değerlendirme başvurularıyla paralellik
kurabiliriz. Bu süreçten başarıyla geçen birimler kendi üretim
süreçlerinin başarılı olduğunu, bunun sonucu olarak da
kaliteli ürün üretmek yeteneğine sahip olduklarını
kanıtlamış oluyorlar. Eğitim kurumlarının girdisi
de çıktısı da (ürünü de) insan. Hizmetin (eğitimin)
kalitesi verilen mezunların kalitesinin belirlenmesinde en temel faktör.
ABET bizim uzmanlığından yararlanmayı öngördüğümüz
ve yararlandığımız kuruluş. ABET A.B.D
dışındaki üniversitelerin mühendislik programlarını
değerlendirme hizmeti de sunuyor. ABET bu hizmetten yararlanmak isteyen ve
değerlendirme sürecinde başarılı olanlara akredite oldunuz demiyor. Zira bu terim
sadece A.B.D deki programlar için kullanılıyor. Başka
ülkelerdeki üniversitelerin olumlu değerlendirme alan programları
için büyük ölçüde eşdeğer (substantially equivalent) deyimi
kullaniliyor. Bu da değerlendirme süreçlerindeki ufak nüanslardan kaynaklaniyor.
Burada şu hususu vurgulamakta yarar görüyorum; ABET yöneticileri ve
değerlendiricileri substantially
equivalent deyiminin A.B.D de kullanılan accredited deyimi ile eş değerde olduğunu kabul
ediyor.
ABET hakkında bilgisi olmayanları biraz olsun
aydınlattığımı umarım. Peki, ODTÜde ABET
değerlendirme etkinlikleri ne amaçla, ne zaman ve nasıl
başladı, nasıl gelişti? Bu süreç bizim için ne gibi
yararlar sağladı? Üniversitemiz ve Ülkemiz için ne gibi etkileri
oldu? Bundan sonraki bölümlerde bu soruları yanıtlamaya
çalışacağım.
2.
Başlangıç:
Mühendislik fakültesi dekanlığı ve bölümlerinin
eğitim-öğretim süreçlerinin kalitesi konusunda ODTÜnün
kuruluşundan beri duyarlı davrandığını, daha
iyiyi yapmak amacıyla daima yeni arayışlar içinde olduğunu
görüyoruz.. Üniversite katologlarının mühendislik fakültesinin
tanıtımına yer verilen bölümleri incelediğimizde bu konunun
yıllar boyunca ne denli titiz bir yaklaşımla ele
alındığını görebiliriz. Burada özellikle Fakültenin
kuruluş ve gelişmesinde büyük hizmetler vermiş, ODTÜnün en iyi
kadrolara, programlara, alt yapıya sahip olması için hiçbir gayret ve
fedakarlıktan kaçınmamış olan değerli hocamız,
dekanımız sayın Prof. Musatfa Parları saygı ve
şükran ile anmak isterim. Parlar, fakülte ve bölümlerin yapılanması
için en uygun başlangıç
koşullarını belirlemiş, en doğru sistemi oluşturmuştur. O,
daima kendinden daha iyi olduğuna inandığı ve/veya daha
iyi olmaları için çaba sarfettiği bireylere yetki ve sorumluluk
verme büyüklüğünü göstermiştir. Onun bu meziyetinin, ODTÜyü bugünkü
saygın konumuna taşıyan en önemli faktör olduğuna
inanıyorum.
Şimdi, ABET öykümüze gelelim. Ben burada dekanlık dönemim olan
1992-1997 yılları arasında gerçekleşen etkinliklere
değinecek, kendi görüşlerimi aktaracağım. Bunları
yazarken fakültemizin döneme ait Fakülte Kurulu (MFK), Fakülte Yönetim
Kurulu (MFYK), Fakülte Stratejik
Plan Komisyonu (MFSPK), Fakülte
Eğitim Komisyonu (MFEK)
tutanaklarından ve Faaliyet Raporlarımızdan da yararlandim.
Yazımda kendi anılarıma da yer verdim. Hatalarım ve
hatırlayamadığım için nakledemediklerim için
hoşgörünüze sığınıyorum.
Önceki dekanımız Prof. Süha Sevük 1992 yılı
ortalarında rektör olduktan sonra dekanlığa aday olmuştum.
Sayın Rektör YÖKe önereceği dekan adaylarını belirlemek
maksadiyle bir eleme komitesi oluşturmuştu. Dekanlığa talip
olanlar bu komiteye ileriye dönük projelerini anlattılar. Komite kendisi
bir sıralama yapmanın yanısıra bölümlerde de kimleri dekan olarak görmek isterdiniz?
türü bir anket yaptı ve sonuçlerı rektöre sundu. Rektör
önereceği aday sıralamasını bu sürece göre
saptamıştı. Ben, komiteye anlattığım eylem
planımda programlarda yeni
düzenlemeler yapılması, kalite
denetimi ve bu bağlamda ABET
den yararlanma konularına ağırlık vermiştim. Benim
tesbitlerime göre, yıllar içinde birçok
lisans programına ait toplam kredilerde dolayısiyle ders
yüklerinde aşırı artışlar olmuştu. Bu
yaratıcılığa zarar verebilecek bir gelişmeydi.
Bazı programlarda sosyal ve beşeri ilimlere yeterli
ağırlık verilmez olmuştu. Hatta bazı programlar bu
konuları tamamen dışlamıştı. Bazı
bölümlerde gerçek anlamda tasarım
dersi yoktu. Bu sorunlara çözüm
getirmek amacıyla hazırlamış olduğum kısa eylem
planını hala saklarım. ABETten yararlanma düşüncesini
Sayın Süha Sevük düşünmüş ve kendi dekanlığı
döneminde dile getirmişti. Önceliklerimle uyum içinde olan bu fikir bana
hayli cazip gelmiş, programlarda
düzenleme eyleminin yanısıra bu eylemi de gerçekleştirmeyi
arzulamıştım. Bana göre programların
yeniden düzenlemesı ve ABET kriterlerinden
yararlanma eylemleri birbirini tamamlayacak eylemlerdi.
Yukarıda anlattığım dekan adayı belirleme
sürecinin sonunda, 1992 yılı sonbaharında mühendislik fakültesi
dekanlığı görevine başladım. Makina Mühendisliği
Bölümü öğretim üyesi Prof. Bülent Platin ve Gıda Mühendisliği
Bölümü öğretim üyesi Prof. Suat Ungan dekan
yardımcılığı görevini yürütmeye başladılar.
3.
İlk Aşama: Fakültenin Yeni Çekirdek Programının
Oluşturulması Süreci
Mühendislik Fakültesi Kurulu (MFK) ile Mühendislik Fakültesi Yönetim Kurulu
(MFYK) lisans programlarının yeniden yapılanmaları ve
uygulanmaları konusunda çalışmalar yapacak olan ana
kurullardı. Aynı konuda önemli roller üstlenecek olan Mühendislik Fakültesi Stratejik Plan
Komisyonu (MFSPK) ve Mühendislik Fakültesi Eğitim Komisyonu (MFEK)
oluşturuldu. Gerek programların yenilenmesi gerekse ABET
değerlendirme etkinliklerinde önemli katkıları olan MFK, MFYK,
MFSPK, MFEK üyelerinin adları tüm öğretim üyelerimize
dağıtılan Fakülte Faaliyet Raporlarında yer almakta.
MFSPK yaptığı bir dizi toplantı sonunda
eğitim-öğretim programlarına ilişkin sorunun fakültenin en
öncelikli sorunu olduğuna ve bu bağlamda yeniden yapılanma
etkinliklerine gerek duyulduğuna
karar verdi. MFSPKnun 1993 yılının Mart ayı
toplantısında
·
dünyadaki bilimsel ve teknik gelişmeler
doğrultusunda eğitim programlarında gerekli
değişikliklerin yapılmasının zorunlu olduğu
ve
·
MFSP Komisyonunun bu konuda Eğitim Komisyonuna yön vermesi
görüşleri ağırlık kazandı (1).
MFSPKnun 1993 yılının Nisan ayındaki
toplantısında ders
programlarının yapılarına ilişkin ilkeler
benimsendi ve MFEKnun bu ilkeleri gözönüne alarak 1. ve 2. sınıf
programları üzerinde çalışmalar yapmasının
dekanlığa tavsiye edilmesi uygun görüldü.
Fakülte Kurulu bu saptamayı yerinde gördü ve gerekli ön çalışmaların MFEK
tarafından yapılmasını dekanlığa tavsiye etti.
Öncelikle fakültenin lisans eğitimi veren 13 bölümünün yeni
programlarını düzenlerken uyum sağlayacakları bir şablonun, bir fakülte çekirdek programının
(core-curriculum)
oluşturulması konusunda görüş birliğine varıldı.
Hedef, ODTÜ Mühendilik Fakültesinden mezun olacak öğrencilerin
· temel bilgileri sağlam
· öğrenmesini öğrenmiş
· sorgulayıcı
· yaratıcı
· yeniliklere kolayca uyum sağlayan
· çevresiyle kolayca iletişim kurabilen
· toplum meseleleriyle ilgilenen ve bunlara çözüm arayan
bireyler olarak yetişmelerini sağlayacak ortak paydaların tesbitiydi (2).
Dekanlık bu görüş ve
tavsiyelerin MFEKnda ele alınmasını sağladı. Bunu
takiben MFEK bölüm başkanlıklıklarıyla koordinasyon içinde
çok yoğun bir çalışma dönemine girildi. Önce programları
bizimkine benzeyen, A.B.Dnin önde gelen üniversitelerinin çekirdek programlarının özellikleri
ayrıntılı olarak incelendi. Bu çalışmalar
sırasında ABET kriterleri de dikkate alındı. Bu, ABET
değerlendirmelerine ilişkin ön çalışmalara da
başlanılması anlamına geliyordu. Eksiklerimizin,
hatalarımızın neler olduğu konusunda uzun
tartışmalar sonunda görüş birliği sağlandı.
MFEKnun Nisan ayından Hazirana kadar yaptığı 9 toplantının
ağırlıklı gündem maddesini fakülte çekirdek programının şekillendirilmesi
oluşturdu (1), (2).
15 ve 16 Haziran 1993 tarihlerine yapılan 2 toplantı sonrasında yeni çekirdek program
tasarısı benimsendi ve tasarının Fakülte Kuruluna
sunulması kararlaştırıldı.
Tasarı bölüm görüşlerini almak üzere dekanlık
tarafından tüm bölüm başkanlıklarına sunuldu. Koordinasyon
MFEK aracılığıyla sağlandı.
Fakülte kurulu Haziran ayı içerisinde 3 ayrı toplantı yaparak ve görüş bildiren bölümlerin
önerilerini de dikkate alarak programı tartıştı.
24 Haziran 1993 tarihinde yeni çekirdek program Fakülte
Kurulu tarafından kabul edildi ve tüm bölümlerin müfredat
programlarını bu çekirdek programa göre düzenlemeleri
kararlaştırıldı.
Programlarda mezuniyet için gerekli kredinin
128-145 arasında olması
kararlaştırılmıştı. Bu bağlamda mühendislik
fakültesinin kendi bölüm derslerinin yanısıra diğer
fakültelerden eğitim hizmeti olarak alınan derslerde, özellikle 1.
sınıf temel bilimler ve matematik derslerinde kredi indirimlerine
gidilmesi gerekli görülmüştü. Bu amaçla öncelikle Fen ve Edebiyat
Fakültesi ile birlikte yoğun çalışmalar yapıldı,
ortaklaşa alınan kararlarla arzu edilen değişiklikler
gerçekleştirildi. Programların, tasarım
felsefesi ve uygulaması, bilgisayar
kullanımı, çevre bilinci ve
mesleki ahlak (etik) ile beşeri
ve sosyal bilimler alanlarında
yeterli genişlik ve de derinlik kazandırabilecek dersler içermesi
öngörülmüştü.
Çekirdek programın yapısının ve özelliklerinin
ayrıntılarına girmiyeceğim. Arzu edenler konuya
ilişkin genel bilgilere Mühendislik Fakültesinin web sayfasından veya
ODTÜ kataloğundan, daha ayrıntılı bilgilere ise Kaynaklar
bölümünde belirtilen (2)- (9) no.lu kaynaklardan ulaşabilirler.
4.
İkinci Aşama: Bölümlerin Lisans
Programlarının Yeniden Düzenlenmesi Süreci
Tüm lisans programlarının Fakültenin
yeni çekirdek programına uyum sağlamalarına yönelik
çalışmalar 1993-94 akademik yılı içinde yoğun bir
biçimde sürdürüldü. Bölüm başkanlıkları oluşturdukları
komisyonları vasıtasiyle gerekli çalışmaları yaparak
alınan sonuçları bölüm kurullarında tartıştılar.
MFK 1994 Haziran ve Temmuz ayları içinde 10 ayrı toplantı
yaptı. Burada MFKnun üye sayısının bölüm
başkanları ve seçilmiş üyelerle birlikte 23 olup dekan
yardımcılarının oy vermeksizin
katılımlarıyla 25i bulduğunu belirtmek isterim.
13 bölüme ait 13 lisans programının
oluşturulan yeni şekilleri Fakülte Kurulu tarafından kabul
edildi ve 1994 yılı Ağustos ayında Üniversite Senatosu'nca
da onaylanarak 1994-95 akademik yılı başından itibaren
uygulanmak üzere yürürlüğe girdi. Yeni programların
oluşturulması sırasında, fakülte çekirdek programı
hedefleri ve kriterleri ile üniversite senatosu tarafından getirilen
kriterlere ek olarak
§ mühendislik bilimleri derslerinin son sınıfa
bırakılmaması,
§ her programda en az bir adet temel tasarım dersi bulunması,
§ her programın birinci yılında bir adet uyum ve
yönlendirme dersi bulunması
gibi kriterler sağlandı.
Bu programlarda da
yer alan zorunlu ve seçmeli derslerin fakültemiz bölümlerince verilenlerinin
tümü tek tek elden geçirildi, özellikle kredi ve içerik
değişiklikleri ile yeni önerilenler önce MFEK tarafından ele
alındı, sonra da bölümlerle yapılan görüşmeler sonucunda oluşturulan
şekilleri ile Fakülte Kurulu'nda görüşülerek son şekillerine
kavuşturuldu. 1995-96 Akademik yılı itibariyle
tüm lisans öğrencilerinin yeni programlara intibakları
sağlandı ve bazı bölümlerin programlarının yürütülmesi
sırasında ortaya çıkan küçük çaplı düzeltme ve
değişikler devreye alındı. Ayrıca, yeni lisans
programlarıyla birlikte yeni oluşturulan 20 adet yeni yan dal programı ve 12 lisans
programına karşılık gelen 12 adet çift anadal programı da 1995-96 akademik yılından
itibaren uygulmaya konuldu.
1995-96 akademik yılında ODTÜ Mühendislik Fakültesinin sanayi
kuruluşları ile ortaklaşa yürüteceği "Co-Operative
Education" (CO-OP) programları oluşturuldu. 1996-97 akademik yılı sonu itibariyle bu programlara
katılmayı arzu
5. ABET Tarafından Değerlendirilme
Süreci
ABET değerlendirme sürecinin öyküsünü
anlatmaya başlamadan önce oldukça yaygın bir yanılgıdan söz
etmek istiyorum. O da, programları yeniden yapılandırma
amacının ABETten olumlu değerlendirme almaktan ibaret
olduğu yanılgısı. Evet, daha önce de değindiğim
gibi, ABETten yararlanma düşüncesi zihinlerde vardı. Ama asıl
amaç, daha iyi bir eğitim-öğretim sürecinin tasarlanması sonra
da bu sürecin bağımsız bir
dış kuruluş tarafından değerlendirilmesiydi.
Tasarlanan süreci değerlendirecek bir ulusal
değerlendirme kurumu maalesef yoktu. Bu nedenle akla, ODTÜ eğitim
sistemi Amerikan sistemine göre tasarlandığı için, ABET
geliyordu. Ancak bizler için ABET amaç değil araç idi. Bu noktada MFSPKnun 7 Mart 1993 tarihli toplantı
tutanağından bir alıntıya ilgisi nedeniyle yer vermek
istiyorum.
Akreditasyonun
bir amaç değil, eğitim ve
araştırma etkinliklerinin güncelleştirilmesi ve etkili kılınması için bir araç olarak algılanması
gerektiği, bu açıdan bakıldığında akreditasyon
sürecinden geçmenin yararlı olacağı genelde kabul gördü
(1).
Çekirdek programın
oluşturulması ve bölüm lisans programlarının bu progrema
uyum sağlamaları ABET kriterlerinin sağlanması sonucunu da
doğurdu. Lisans programları
üzerindeki çalışmalarımız sürerken fakülte
kurulumuzun bir toplantısında bölüm başkanlarımıza
ABET değerlendirme sürecininde pilot rol üstlenmeyi arzu edip
etmediklerini sordum. Zamanın Kimya Mühendiliği Bölüm
Başkanı Prof. Canan Özgen ve Maden Mühendisliği Bölüm
Başkanı Prof. Günhan Paşamehmetoğlu gönüllü
olduklarını, gerekli program değişikliklerinin ve ilgili
diğer düzenlemelerin zamanında yapılacağı konusunda
bölümlerine güvendiklerini belirttiler. Bu davranış kanımca
diğer bölümlerimizin de motivasyonlarını artırıcı
bir örnek oldu. Bir süre sonra dört bölümümüz daha ABET değerlendirme
sürecinden geçti.
Kimya ve Maden Mühendisliği Bölümleri lisans programlarının
değerlendirilmesi için 1993 yılı yazında ABETe
başvurduk. Başvuru ABET tarafından olumlu
karşılandı ve değerlendirme süreci 1993 yılı
Eylül ayında resmen başladı.
Oldukça yoğun çalışmaları gerektiren ABET
değerlendirme süreci hakkında kısa bir açıklama
yapmanın yararlı olacağını sanıyorum.
Bu değerlendirme, akademik programların yanısıra ilgili
bölümlerin öğrencilerinin, akademik, teknik ve idari kadrosunun
nitelikleri, laboratuvar ve bilgisayar altyapısı, kütüphane ve
merkezi bilgisayar biriminin sağladığı olanaklar, Fizik,
Kimya, Matematik, Yabancı Diller Eğitimi bölümleri gibi fakültemize
eğitim desteği veren diğer birimlerin nitelikleri ve nihayet
üniversitenin idari ve mali örgütlenmesinin işleyişi, birimler
arası diyaloğun yeterliği gibi hususların dikkate
alındığı bir değerlendirmedir.
Değerlendirme için gerekli olan bilgiler ve yazılı raporlar
dekanlık ve ilgili bölümler tarafından hazırlanıp ABET
heyetinin üniversitemizi ziyaretinden birkaç ay önce ABETe gönderilir. Bu
raporlarda akademik ve idari konulara ait bilgiler, geleceğe yönelik hedeflerimiz,
zayıf ve güçlü yönlerimiz, fırsatların ve tehditlerin neler
olduğu, bu konuları nasıl ele alacagımız
belirtilir. Raporları inceleyen
ABET kurumundan bir uzmanlar gurubu üniversitemize değerlendirme ziyareti yapar. Bu
ziyaret sırasında, heyete dekanlıkta sunum yapılır
çeşitli konulara ilişkin soruları yanıtlanır. Heyet
üyeleri daha sonra rektörlüğe, ilgili bölümlere giderek
ayrıntılı incelemelerde bulunur. Heyetin
değerlendirmelerini içeren bir ön görüş dekana bildirilir. Heyet
daha sonra açıklık kazandırılmasını arzu
ettiği hususlar varsa bunları da belirten taslak
raporlarını dekanlığığa iletir. Bunu takiben
yanıtlarımız ve eğer varsa yeni gelişmelerimizi içeren
ek raporlarımız kendilerine gönderilir. Heyetin bu sürecin sonunda
oluşturduğu ABET değerlendirme raporu üniversiteye iletilir.
Kimya ve Maden Mühendisliği programlarının kesin
değerlendirme sonuçları tarafımıza 1994 Aralık
ayında iletilen raporlar ile alındı. Her iki bölümümüzün
programları da daha A.B.D dışındaki üniversitelerin
mühendislik bölümleri lisans programlarına verilen en olumlu
değerlendirme olan substancial equivalency almışlardı.
Kimya ve Maden mühendisliği bölümlerimizin ABET
değerlendirmesinin Türkiyedeki ilk ABET değerlendirmesi
olduğunu belirtmek isterim.
1995 yılı başında, Elektrik ve Elektronik,
İnşaat, Makina ile Metalürji Mühendisliği lisans
programlarının da ABET tarafından değerlendirilmesi kararlaştırıldı.
Diğer bölümlerimiz biraz daha beklemeyi tercih ettiler ve programları
daha sonra ABET 2000 kriterlerine göre değerlendirildi. Bu dört bölümümüze
ait başvurunun yapıldığı tarihte ABET 2000 kriterleri
henüz oluşturulmamıştı. Bu kriterler ancak 2000
yılından sonra uygulamaya konuldu.
Dört
bölümümüzde de hazırlık komiteleri kuruldu ve değerlendirme
başvurusu ABETe 1995 yılı Haziran ayında gönderildi. Mart
ayında beş uzmandan oluşan ABET heyeti değerlendirme
ziyareti yaptı. Aşamalarını daha önce
açıkladığım değerlendirme sürecinden geçildi. ABETin
olumlu sonuç raporu Eylül 1996 da bize ulaştı. Raporda 4 lisans programımızın daha ABET
tarafından "substantial
equivalency" aldığı tarafımıza resmen
bildiriliyordu. 1996
akademik yılı sonu itibariyle ABETten "substantial equivalency" alan programların
yürütüldüğü bölümlerdeki öğretim üyelerinin ve öğrencilerin
fakültedeki toplam sayılara oranları
sırası ile % 65 ve % 69a erişmişti (2). Benim
dekanlık dönemimden sonra da ABET değerlendirme sürecinden
yararlanılmaya devam edildi ve diğer bölümlerimiz ABET 2000
sürecininde başarılı oldular.
ABET değerlendirmesinin olumlu olduğu
anlaşıldığında, zamanın İnşaat
Mühendisliği Bölüm Başkanı olan Prof. Doğan Altınbilek
öğretim üyelerinin, rektörlük ve dekanlık yetkililerinin ve
eşlerinin katıldığı bir yemek düzenlemişti. Eymir
gölündeki lokantada yenen akşam yemeğinde anılar
tazelenmiş, hoşça vakit geçirilmişti.
1997 yılında ABET uluslararası operasyonlar direktörü olan
merhum Prof. Demetrius Paris bana gönderdiği bir e-posta mesajında
ABET 2000 kriterlerinin uygulanmasında ODTÜ mühendislik fakültesinin A.B.D dışı pilot kurum rolünü
üstlenmesini önermişti. Bu öneriye olumlu yaklaşıldı ve
bizden sonraki yöneticilerimiz ABET uygulamasını başarıyla
sürdürdüler. ABET süreçlerindeki başarı tabii ilgili bölüm
mensuplarının arzularıyla, özverili
çalışmalarıyla mümkün olabildi. Diğer bölümlerimizin de 2000
yılı sonrasında ABET değerlendirmesinden
başarıyla geçmelerinden sonra süreleri (6 yıllık) sona eren
bölümlerimiz de ABET 2000 sürecinde başarılı oldular.
6. ABET Deneyiminin Yararları,
Üniversitemiz ve Ülkemizdeki Etkileri:
ABET değerlendirme sürecinin yararlarının
neler olduğunu çeşitli platformlarda (1), (2), bildiri ve makalelerde
(3)-(7) açıklamaya çalışmıştım.
ODTÜlü dergisinin 1995 Ağustos ayı
sayısında ODTÜde Mühendislik Eğitiminde Atılım
başlığı altında çıkan yazıda (8) fakülte
çekirdek programımız ve ABET değerlendirme sürecimize ait
bilgiler sunmuş yazının sonunda da Türkiyedeki üniversitelerin
sorunlarından belki de en önemlisisin kalite
sorunu olduğunu vurgulamıştım. Bu sorunun Ülkemizde de ABET
gibi bir ulusal akreditasyon sisteminin
kurulması ile giderilebileceğini belirterek
bu sisteme
meslek odalarının katkıları olması gerekir. Meslek
odaları hem endüstri hem de üniversiteler ile ilişki içinde
olmalılar. Dışardaki örnekleri de iyi tanımak gerekiyor demiştim.
ODTÜ Mezunları Dergisinin benimle 1997
yılı sonlarına doğru bazı uluslararası
kuruluşlar tarafından verilen eğitim ödülleri nedeniyle
yaptığı bir söyleşide de ABET değerlendirmesinin
şu üç yararını vurgulamıştım (9):
·
ABET
sürecini fiilen yaşamış deneyimli akademisyenler havuzunun
yaratılmasını sağlayarak bir ulusal akreditasyon kurumu kurulabilmesine olanak sağlamak
·
Mühendislik
eğitiminde kalite denetimi konusundaki en yeni gelişmeleri
yakından izlemek, akademisyenlerimizin ve idari personelimizin konuyla
ilgili bilinç düzeylerini yükseltmek
·
Fakülte
Bölümlerinin uluslararası
platformdaki tanınırlığını ve itibarını
yükseltmek, böylelikle mezunların çalışma alanlarını
genişletmek
ABET
sürecini bazı altyapı eksiklerimizi saptamak ve gidermek için de
kullandığımızı belirtmek isterim. Bu sürecin özellikle
bilgisayar olanaklarımızı artırma, dersliklerin
standardını yükseltme ve modern eğitim araçlarından daha
fazla yararlarlanma konularında yararlı olduğunu söyleyebilirim.
ABET sürecinde ODTÜyü (13 bölüm) izleyen üniversiteler, Bilkent (2 bölüm), Boğaziçi (7 bölüm), İstanbul Teknik (22 bölüm) ve KKTC Doğu Akdeniz (2 bölüm) üniversiteleri oldu. Bilgi edinmek isteyenlere ODTÜnün bu konudaki deneyimi aktarıldı. Bu üniversitelerin bazılarında önemli program reformları, ODTÜ örneğinde olduğu gibi, ABET etkinliğine parallel olarak gerçekleştirildi.
Benden
sonra dekanlık görevini yürüten Prof. Yıldırım
Üçtuğun insiyatifiyle, mühendislik fakülteleri dekanlar konseyi ulusal
akreditasyon kurumumuzun oluşumu yönünde olumlu adımlar attı.
Oluşum daha sonra MÜDEK adını alarak bağımsız bir
değerlendirme kurumu niteliğini kazandı. Şimdi tek
eksiği hukuki statüsünün açıklığa kavuşması. Bir
de meslek odalarının katkıları önemli. Umarım meslek
odalarımız bu etkinliği değerli zamanlarının ve
kadrolarının bir bölümünü ayıracak kadar önemli görürler ve
gereğini yaparlar. Bu konulara ciddiyetle eğilen
odalarımızın da olduğunu bilmek insanı biraz olsun
rahatlatıyor.
MÜDEK
bugüne kadar birçok lisans programını değerlendirdi. Talebin git
gide artığını duyuyorum. Böylece ABETden beklediğimiz
yararların en önemlilerinden biri daha gerçekleşiyor. Bu oluşum
Avrupa Birliğinin yükseköğrenimde kalite değerlendirmesi
sürecinin kurumsallaştırılmasında da önemli roller
üstleniyor. Böylece, yaşadığımız değerlendirme
sürecinin etkilerinin uluslararası boyuta
taşındığını da gözlemliyoruz. MÜDEK hakkında
ayrıntılı bilgileri, konuya emek vermiş ve bu kurumun
başkanlığını yapmış olan Prof. Bülent
Platinin yazısından öğreneceğiz..
7. Son Söz
Program değişikliklerini ve ABET etkinliklerini gerçekleştirme sürecinde zaman zaman çeşitli itirazlarla karşılaşıldı, tartışmalar yaşandı. Bazı derslerin kredilerinde indirime gitmek, programlardaki bazı dersleri zorunlu olmaktan çıkarmak, derslerin sadece dersin gerçek sahibi olan bölümlerce verilmesini sağlamak gibi konularda önemli fikir ayrılıklarının çıktığı söylenebilir. Ben bu tür itirazların, tartışmaların doğal ve de yararlı olduğunu düşünüyorum. Sağlıklı sonuçlara ancak tartışarak ulaşılabiliyoruz.
ABET değerlendirmesine ilişkin bir itiraz da ülke dışı bir kurumun kullanılması ile ilgiliydi. Ancak, daha önce de vurguladığım gibi, bu konuda yararlanabileceğimiz ulusal bir kurumumuz ve de uzmanlarımız yoktu. Ama biz bu süreci yaşadıktan ve
başka üniversiteler de bizi izledikten sonra akreditasyon konusunda bilgili bir orducuk oluştu. Bugün için ülkemizdeki mühendislik fakülteleri bölümlerinin 40 dan fazlasının ABET sürecinden geçtiğini gözönüne alırsak bu orducuğun hiç de küçümsenmeyecek bir büyüklüğe ulaştığını görürüz.
ABET konusunda sık sorulan bir soru da A.B.D dışındaki gelişmiş ülke üniversitelerinin ABETe başvurup başvurmadığı sorusu idi. Ayrıntıya girmeden oldukça kabarık olan ilgili listeden (10) birkaç örnek aktarmak istiyorum.
·
Şili
- Pontificia Universidad Catolica de
Chile
·
Almanya
-
·
Meksika
- Instituto Tecnologico y de Estudios
Superiores de Monterrey
·
Hollanda - Technische
Universiteit
·
Rusya
-
·
İspanya
- Institut Quimic de Sarria CETS
Avrupa
Birliğinin üniversite eğitiminde kalite denetimi sorununa çözüm
ararken ABET örneğinden önemli ölçüde yararlandığını
görmekteyiz.
Yazımı Atatürk'ün sözleri ile bitirmek istiyorum.
Gözlerimizi kapayıp
mücerret yaşadığımızı farz edemeyiz.
Memleketimizi bir çember içine alıp cihan ile alakasız
yaşayamayız. Bilakis müterakki
(ileri) ve mütemeddin (uygar) bir millet olarak medeniyet sahasının
üzerinde yaşayacağız. Bu hayat ancak ilim ve fen ile olur.
İlim ve fen nerede ise oradan alacağız ve her ferd-i milletin
kafasına koyacağız. İlim ve fen için kayıt ve
şart yoktur (11).
Kaynaklar
1) 1992-93, 1993-94, 1994-95 Fakülte
Kurulu, Fakülte Yönetim Kurulu, Fakülte
Eğitim Komisyonu ve Fakülte Stratejik Plan Komisyonu Tutanakları,
ODTÜ Mühendislik Fakültesi, Ankara
2) 1992-93, 1993-94, 1994-95
Yılları Faaliyet Raporları, ODTÜ Mühendislik Fakültesi
Dekanlığı, Ankara
3) Birand, M.T., Platin, B.E., and Ungan, S., ''Core-Curriculum Development at the Faculty of Engineering of the Middle East Technical University'', Proceedings of the International Congress of Engineering Deans and Industry Leaders, s.371- 375, Monash University, Clayton, Melbourne, Australia, 3-6 July 1995,
4) Birand M.T., Platin, B.E., Ungan, S., "Mühendislik Lisans Programlarının Tasarımı ve Kalite Kontrolü'', Proceedings of the 7 nci Ulusal Elektrik-Elektronik ve Bilgisayar Mühendisliği Bildiriler Kitabı, , s. 361-363, Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Ankara, 8-14 Eylül 1997
5)
Birand, M.T., Pudlowski, Z.J., Platin, B.E., Ungan, S.
''A Case Study on International Collaboration in Engineering Education'',
Proceedings of the UNESCO UNITWIN Asia-Pacific Higher Education Network (APHEN)
Conference,
6) Birand M.T., Platin, B.E., Ungan, S., Pudlowski Z.P., "UICEE-METU Collaboration in Research and Engineering Education'', UICEE Global Journal of Engineering Education, Vol. 1, No:3, s. 225-232, Melbourne-Australia, 1997,
7) Birand M.T., Engineering Tomorrows Engineers, davetli makale (yayınlanmak üzere gönderildi), UICEE Global Journal of Engineering Education, Melbourne-Australia
8)
ODTÜde Mühendislik Eğitiminde Atılım,
ODTÜlü Dergisi, Sayı 8, 1995, ODTÜ Rektörlüğü,
9)
Barakadan
Eğitimde Gümüş Şeref Madalyasına: Tuncay Birand ile
Söyleşi, ODTÜ Mezunları Dergisi, Sayı 66, Ocak-Şubat 1998,
10) http://www.abet.org/recognized_programs.shtml
11) Atatürkten
Düşünceler, s. 63, ODTÜ GeliştirmeVakfı
Yayıncılık ve İletişim A.Ş. Yayınları,
Ekim 1988,
M. Tuncay Birandın Özgeçmişi
İlk,
orta ve lise tahsilini T.E.D Ankara Kolejinde tamamladı. Lisans, Yüksek
Lisans ve Doktora derecelerini Orta Doğu Teknik Universitesi (ODTÜ)
Elektrik ve Elektronik Mühendisliği Bölümünden aldı. 1977
yılında Doçent 1984, yılında Profesör oldu. 1992-1997 yılları
arasında ODTÜ Mühendislik Fakültesi Dekanı olarak görev yaptı.
Daha once ODTÜ ve Gazi Üniversiteleri Elektrik ve Elektronik Mühendisliği
Bölüm Başkanlıkları görevlerinde bulundu. 10 yıl süreyle,
34 ülkenin üye olduğu Avrupa Bilimsel ve Teknik Alanda
İşbirliği örgütünün Türkiye Temsilciliği ve Ulusal Koordinatörlüğü
görevini yürüttü. TÜBİTAK Bilim Kurulu üyeliği ve TÜBİTAKa
bağlı Bilgisayar Teknolojileri ve Araştırma Enstitüsünün
Yönetim Kurulu Başkanlığı görevlerinde bulundu. 2001
döneminde, merkezi New Yorkta bulunan Institute of Elecronics Engineers (IEEE)
8. bölge (Avrupa, Afrika, Orta Doğu) Eğitim Etkinlikleri Kurulu
Başkanı olarak görev yaptı.
Hollanda
Delft Teknik Üniversitesindeki Uluslararası Telekomünikasyon ve Radar
Araştırma Merkezinde Anten Sektörü Başkanı olarak görev
yaptı. ABD de Illinois Üniversitesinde (Urbana-Champaign) Fulbright
profesörü olarak araştırma yaptı, ders verdi.
İngilteredeki Queen Mary Collegede araştırmacı
olarak ve araştırma-geliştirme şirketi ERA Technology Ltdde uzman danışman mühendis olarak
çalıştı. 1983 yılında TÜBİTAK teşvik
ödülünü kazandı. Kendisine 1997 yılında IEEE Eğitim
Etkinlikleri Kurulu Akreditasyon Etkinlikleri Liyakat Ödülü verildi.
Aynı yıl UNESCO Uluslararası Mühendislik Eğitimi Merkezi
Gümüş Şeref Madalyası ile ödüllendirildi.
Araştırma
alanları, uygulamalı elektromanyetik teori, antenler ve mikrodalga
teknikleridir. Birçok ulusal ve uluslararası projede
araştırıcı ve yürütücü olarak görev
almıştır. Araştırmaları ulusal ve
uluslararası dergilerde yayınlanmış bulunan
T.Birandın iki buluşuna İngilterede patent verilmiştir.
Kendisi halen ODTÜ Elektrik ve Elektronik Mühendisliği Bölümündek
öğretim üyesidir.