Odtü-Felsefe Bölümü sayfasý
   
     
   
Prof. Dr. Ahmet İNAM
   
         
         
 
giriş
 
   
Online Yayınlar
   
   


FERYÂD DÂREM AMMÂ…

Prof. Dr. Ahmet İNAM

Behişti divânında şöyle bir beyit vardır:

Der künc-i nâ-murâdi cuz nâle kes ne-dânem

Feryâd dârem ammâ feryâd-res ne-dârem


Belki, biraz yorumla şöyle Türkçeleştirilebilir:

Murat almamanın köşesinde feryâd edenden başka kimsem yok

Feryâdım var ama feryâdıma yetişenim yok

Bu dizelerde hayat-siyaset-edebiyat ilişkisi üstüne ipuçları bulunabilir.

Neresidir, künc-i nâ-murâdi? Murat alınamayan köşeden geliyor feryâd. Feryâd içimden geliyor. İç dünyamın derinliklerinden. Künc-i nâ-murâdi, murat almamanın köşesi, iç âlemimin olgunlaşmamış çekirdeğinde. Dileğime ulaşamıyorum. Dileğime de ulaşamadığım için, çekildiğim köşede içimin dipsiz kuyularına düşüyorum. İçim bir vâveylâ. İçim çığlıklar vâdisi.

Neden böyledir içim? İçimle, birey oluşum, birey oluşumla topluma çıkışım, toplumun parçası oluşum, oradan siyasal yapıya çıkışım arasında büyük boşluklar, ayrılmalar, deyim yerindeyse uçurumlar var. Şöyle bir çizelge ile gösterilebilir bu durum:

İç dünyamla siyasa bağlantısının edebiyata yansıması bir fîgân olabilir, feryâdı yaşamayan, duymayan yaşam içinde, kendini gül bahçesinde sananların dünyasında; duyan, algılayan, fîgân eden, inleyen kişi, edebiyat insanıdır. Ziyâ Paşa’dan bir dize ile:

Güller güler, fîgânla geçer ömr-ü andelîb

Andelîb, bülbül, edebiyat insanıdır. İşte hayat, siyaset ve edebiyat kavramları arasındaki ilişki, içimin feryâdı ile edebiyatın fîgânı arasındaki ilişkidir.

Neden feryâd, neden fîgân? İçim, birey oluşuma, bireyliğim topluma, toplum siyasete yansıyamıyor. Bu ilişkilerde kırılmalar var, boşuklar var. Edebiyat bu, feryâd, çığlık, haykırma ile sürüp giden ilişiyi fîgân olarak yansıtacaktır. Peki, figândan öte, sevinç, sessizlik, mutluluk, ironi, mizâh yok mudur? Elbette vardır. Feryâdım fîgân olarak edebiyata ulaşır. Okur, feryâdıma yetişen, feryâd-res, feryâdımın zenginliğini duyar. Oysa Behîştî, feryâd-res ne-dârem diyor, feryâdıma yetişen yok. Okur var mıdır? Feryâdı duyan? Peki feryâd var mıdır? Çığlık, haykırma? Olmayanların dünyasında yalnızca enîn-i sükût, sessizliğin iniltisi mi var? Yanıtım, bir iniltinin olduğudur. Bu iniltiyi edebiyat bulup çıkaracaktır, yazarı ve okuruyla. Şimdilik bir gizli inilti, bir enîn-i hâfî olarak, yazılmayı, okunmayı bekleyen bir yaşam-yönetim bağı var.

 

İç Dünyamda Ne Oluyor?

“İç dünyamda neler oluyor?” sorusunu sorabilenlerin, iç dünyasında bir şeyler oluyor. İç dünyasının ayırdına varmayanların iç dertleri yok. Sıkıntıları, üzüntüleri olabilir, sevinçleri. İçinde, iç organlarından başka bir şeyin olduğunu anlayınca, iç dünyasının kapısından içeri girmeye başlıyor insan. Çağımızda hayat, insanın iç dünyasının sarsıp yok ediyor.

İçinin kapısından içeri girebilense, boşluğunu görüyor. Dayanılmaz bir feryâd ile çınlıyor insanın içi. Hayat, insanı ya içine kör ediyor ya da içinden alakoyuyor. İçindeki dünyayı bulanlarsa, bu dünyadan birey olarak dışına çıkamıyor. Bu dünyada çakılıp kalıyor. İçine tıkılmış insan, içine hayatı buyur edemiyor. Feryâd, birey olarak içinin hapishanesinde kuruyan, çürüyen insanın feryâdıdır. Yaşamına anlam veremeyen, birey olarak ortaya çıkamayan, kendini hayata yansıtamayan, hayata katamayan insanın. Feryâd, olmak isteyen insanın feryâdıdır. İçim hayatı karşılayamıyor, hayatla dolamıyor. İçim, birey olamıyor.

 

Birey Çığlığı

İçinden gelmeyen bireyler yaşıyor bu hayatta. İçinin pencerelerini, kapılarını kapamış, üstüne örtü örtmüş olanlar. İçinden kopmuş. Yalnız dışarı bakıyor gözler. Davranışlara, sonuçlara odaklanmış. Birey sürükleniyor. Sürüleniyor. Sürüleşiyor. Taklit ediyor. Koşuşturuyor. Yarışıyor. Topluma katılmaya çalışıyor. Bireyselliği onansın, kabul görsün, saygı ile karşılansın istiyor. Birey olarak, toplumun yaşamına katılmasında, büyük boşluklardan geçmesi gerektiğini görüyor. Topluma çığlıklar gönderiyor. Kendisi olamamasından kendisi olan bireyliğini gerçekleştirememesinden geliyor, çığlık. İçimde feryâd, dışımda çığlık topluma doğru yürüyorum. İçi ele geçirildiği için, içiyle iletişim kuramayan, içsiz biri olarak, toplumun bana çizdiği yollarda yürümeye çalışıyorum. Birey olarak çıkışımı belirliyor toplum. Feryâdım, ele geçirilen iç dünyamda yok oluyor, çığlığım ele geçirilmiş bireyliğimle, kalabalıklar içinde gürültüye gidiyor. Ben kim vurduya gidiyorum. İçim ve bireyliğim alınmış, feryâd ve çığlığım bu alınmanın, bu istilânın bilincinden kaynaklanıyor. Farkına varmasam, ne içimden ne de bireyliğimden ötürü acı çekerdim. Kim vurduya gidiyorum ve aklım eriyor. Bu çok büyük bir acı!

 

Toplum Haykırışı

Toplum, kendini yönetme gücünü bulamadığında haykırıyor. Birey olarak benim iç dünyamı, birey olarak toplumda varoluşumu ele geçiren toplum, üzerindeki güçlerle baş edemiyor. Kendi kendini varedemiyor. İçi olmayan, bireyleşememiş insanlardan oluşmuş bir toplum, kendi özerkliğini, kendi kendini var edebilme gücünü yitiriyor. Kendini oluşturan bireylere haykırıyor. Sürüleşmenin gürültüsüyle haykırıyor: “İçi olmayan, kendileşememiş insanlardan oluştum ben! Boşum. Hiçim. Yokum. Tehlikeliyim. Yutanım. Yutulanım. Kendi kendimi yuttum. Kendimi kendisi de boş olan, beni savuran güçlere bıraktım.

 

Siyasal Talan

Neden siyaset, iç dünyası özürlü, eksik, bireyliğini oluşturamamış, sürüleşmiş toplulukların insanlarıyla yürütülür çoğunlukla? Feryâd içimden, feryâd insan gibi insan oluşumun olmazsa olmaz öğesi olan bireyliğimden, feryâd içinde sürüklendiğim toplumdan, feryâd benim adıma karar veren güçlerin anlayışsızlığındandır.

Siyasetin talanı nereden kaynaklanıyor? Siyaset, en azından dört öğesiyle siyasettir. Öncelikle o, bir bilgi gerektiren bir güçtür. Neyin bilgisi? İnsanın insan olma olanaklarını insanlara sunmanın bilgisi. Bu olanakları yönetme, dağıtma, hazırlama gücünün bilgisi. Ekonomik, toplumsal giderek ruhsal olarak, onlara, insan gibi insan olmaları için gerekli kaynakları, hakça sunmanın bilgisi. Kimde var bu bilgi? Hangi kuram, hangi uygulama insana bu fırsatları, yüksek bir değerleri yaşama bilgisiyle verebilecektir?

Siyaset, alt yapıya, toplumsal-ekonomik kaynaklara ilişkin yönetimdir, ikinci olarak. Topluma, toplum içindeki insanlara, bu kaynaklardan gereksinimleri oranında, yararlanmalarını sağlayacak bir yönetim becerisidir.

Bir kültürdür siyaset. Bir edeptir. Bir yaşam terbiyesi, inceliğidir. Bir edep yönetimidir. İnsanların manevi olarak, içlerindeki sonsuzluğu yaşayabilecekleri bir yaşamı gerçekleştirebilme çabasıdır. Sanatla, bilimle, düşünce ile, inanç düzenleri ile onlardaki insan olma çekirdiğini harekete geçirebilmektir.

Bir ahlaktır siyaset. İnsanların öteki, ötedeki insanlara bakışları, tavırları, eylemleriyle ilgili sağlıklı ilişkileri kurabilecek bir düzeni hazırlamaktır.

Siyaset, özetlersek, güzel ve hakça yaşanan bir dünyada, kendini gerçekleştirebilen insanlara omuz verecek bir bilgi ve uygulama düzenidir.

 

Hayat Nerede?

Hayat nerede? Hep orada. Ben buradayken. Hep uzağımda. Sezer gibi oluyorum. İçi boşalmış, biricikliği körelmiş, öteki insanlarla ilişkileri çarpılmış beni, hayat ne yapsın? Yoksa hayat beni mi arıyor? Sürüklediğim, itildğim, koşturulduğum, yaşayıp gitmelerin adı mı hayat? “Hayatımı yaşayacağım” diye sokağa çıkan insanlar neyi yaşıyorlar? Neyin yaşanmasıdır hayat?  Nefes alıyor olmak, tıbben ölü olmamak, yaşamak mıdır?  Yaşamak, yaşadığımızı sandığımızdan fazla olandır. Yaşadığımızı sandıklarımız, yaşama tasarımlaımız, yaşamla, yaşadıklarımızla, yaşayacaklarımızla ilgilidir. Eksik ve özürlü yaşadığımızı düşünmek, gerekçelerimize bağlı olarak yaşamımızı dönüştürmeye yol açabilir. “Nerede bu hayat?” diye attığım çığlık, feryâd; boğazımda düğümlenen haykırışım, boşalmış içimi doldurmak için, “orada” gördüğüm hayata uzanıyor. Feryâdımı yetişenlerle doluyor içim. Yetişen varsa, Hayat yanımda ise paylaşmayı biliyorum demektir, Hayat feryâdlaşabildiğim insanlardan oluşuyor. Onlarla etkileşimimde birey oluyorum. Biricikliğim onlarla tanınıyor. Onlarla toplum oluyorum. Toplum, bu feryâda yetişenlerle siyasal güce uzanıyor. Alt yapı sorunlarını çözmeye çalışıyor, bilgisini geliştiriyor, yaşam biçimini oluşturup, siyasal ahlakını sağlamlaştırıyor.

Hayat nerede? Hayatı talep edenlerin içinde onların bir araya gelmelerinde. Hayat, kendisini taşımamaya, paylaşarak taşımaya hazır, sorumlu insanların yaratıcı atılımlarında. Hayat, cân olmayı bilenlerin, insan olma çabalarında.

Hayat, hayatı anlamaya, anlatmaya çabalayan insanlarda.

Söz hayatın içinde. Feryâd edenlerin çoğu sözün farkında değil. Hayat sözün içinde. Feryâd sözün içinde. Edebiyat, söze dönüşmüş hayat feryâdıdır. Feryâd, edebiyatta fîgân olur. Edebiyat fîgândır. Sevinç olarak, mutluluk olarak, duyguların harmanlandığı yer olarak fîgân. Fîgân, hayatın edebiyattaki adıdır.

 

Edebiyat Hayata Yakışıyor mu?

Hayat, içime, biricikliğime, birey oluşuma, topluma, siyasal erke, siyasal düzene ne denli yakışıyorsa, edebiyat da hayata o denli yakışır. Hayatın atan yüreği, ne kadar cân taşıyorsa insana, birey ve toplum olarak; siyasal düzen ne denli besleniyorsa insanların iç dünyalarından, birey oluşlarından, toplumsal ilişkilerinden, edebiyat da o kadar sokulur hayata. Edebiyatın figânını dinlediğimde, yaşayan insanın feryâdını duymalıyım. Edebiyatın figânında hayatın inlemeleri bulunur. Bulunmalıdır. Edebiyatın figânında hayatın kahkahası bulunur. Bulunmalıdır. Edebiyatın figânında yaşanamayan hayat, boşalan iç dünyalar, kuruyan, yok olan bireyler, kör yaşayışa gömülmüş toplum, kaba, acımasız, sığ, çıkarcı siyaset bulunur. Bulunmalıdır.

Bu yazıyı içini, biricikliğini, feryâda yetişenlerini arayan; “orada” duran hayatı, “buraya” çekmeye çalışan bir feryâdzede yazdı. Feryâdının topluma, siyasal düzene ulaşamayacağını bildiği için, onu sözün esrârına kilitledi.

 


[1] Behiştî Divânı, hazırlayan Yaşar Aydemir, Milli Eğitim Bakanlığı Yayınları, Ankara 2000, s. 560.

   
     
     
 
Özgeçmiş| Yayınlar |Verdiği Dersler|Yönetilen Tezler|Haftalık Ders Programı
 
     
 
İletişim Bilgileri :
 
 
Adres: Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Felsefe Bölümü, 06531 Ankara, Türkiye
Telefon: + (90) (312) 210 3141   Fax : + (90) (312) 210 1287 (attn: A. İNAM)
Oda Numarası: Z-43   E-mail : ainam@metu.edu.tr
 
 
Mesaj göndermek için !